Antalya tenisinin anası, bundan 25 yıl önce kurulan ATİK’tir (Antalya Tenis İhtisas ve Spor kulübü). Otel bahçelerine kurulan tenis kortları, birçok yeni tenisçi yetişmesine çok ciddi katkılarda bulunurlar.
Ancak konumlarından dolayı, geleneksel bir tenis kulübünün ruhunu yansıtmakta zorluk çekerler.
Önce şu soru ile başlayalım.
İnsanlar bir tenis kulübüne neden üye olurlar?
Bence bunun birçok nedeni var.
Tenis oynamayı öğrenmek, oynuyor ise geliştirmek, bu örneklerden sadece iki tanesidir.
Bir
sosyal derneğe ait olmak, yeni kulüp arkadaşları kazanmak, rakiplerini
yenmek için hazırlanmak, kulübün iyi tenisçileri arasına girmeye
çalışmak, canı tenis oynamak istemese de gidip seyretmek, arkadaşlarla
sohbet etmek, iki kadeh bir şeyler içmek, havuza girmek, saunada
terlemek, sağlık kulübünden yararlanmak, tavla, masa tenisi ya da
bilardo oynamak, müzik dinlemek, lig maçlarını seyretmek, kulüp
arkadaşları ile birlikte kulübün içinde ya da dışında yapılan
etkinliklere katılmak, yeni insanlar tanımak, o insanlarla kendi
dostlarını tanıştırmak, üyesi olduğu kulüp için projeler üretmek, sporcu
yetişmesine katkıda bulunmak.. Bu saydıklarım, birçok kişi için sadece
tenis oynamaktan daha da anlamlıdır.
ATİK, bu saydıklarımın hepsine sahip çok özel bir kulüp.
1978 yılında başlamıştım tenis oynamaya.
Çeşitli amatör turnuvalar sayesinde birçok kulübü gözlemleme şansım oldu.
ATİK şimdilik, en iyi işletilen, tenisin en iyi oynandığı bir mekan değil.
Ancak şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, konum olarak ülkenin en ayrıcalıklı tenis kulübü.
Antalya’nın
Central Park’ı Hasan Subaşı Parkı’nın içinde, Sheraton, Falez, Hillside
Su otellerinin ortasında, yemyeşil bir mekan.
ATİK, on beş dönüm
alanın içine yayılmış dokuz tenis kortu, yarı olimpik yüzme havuzu ve
yukarıda saydığım tüm mekanları ile adeta Avrupa çapında bir spor
tesisi.
Kulübün, tam karşısında, yeni yapılacak olan 30.000 kişilik
stadyum ve 10.000 kişilik kapalı spor salonunun tam ortasında bir başka
mekanı daha var.
Adı da ATİK-SEM, yani sporcu eğitim merkezi.
Bu kortlarda, kendi yaş gruplarında tenis şampiyonları yetişiyor.
Dokuz
yüz seçkin üyesi olan bu kulübe, 2009 yılı için yapılan özel bir
indirimle 4.250 TL’ye tüm aile bir ömür boyunca üye olabiliyor.
Bu rakam çocuklu aileler için daha da cazip.
Evdeki çocuklar 25 yaşını doldurana kadar üye sayılıyorlar.
Yıllık aidat bedeli de 500 TL.
Bu parayı sadece üye olan kişi ödüyor, tüm aile fertleri bu para karşılığında kulüpten yararlanabiliyor.
Bir
yıllık fitness üyeliği için 4.000 TL’den fazla ödenen kulüpleri
düşünecek olursak, bir kulübe üye olmaya niyetli olanlar için gerçekten
de çok ekonomik bir fiyat.
İstanbul’daki Büyük Kulüp, insanların üye olabilmek için kuyrukta bekledikleri en ayrıcalıklı Türk kulübü.
Bu kulübün üyesi olabilmek ve orada spor yapabilmek için bazen 50.000 TL’yi gözden çıkarmak da yeterli olamayabiliyor.
“kusura bakmayın, ancak kulübümüzün mühendis kotası dolduğu için sizi ne yazık ki kabul edemiyoruz” gibi bir cevapla karşılaşmak bile söz konusu.
Yaklaşık
olarak 400’ü kadın, 800’ü de erkek, toplam 1.200 kadar amatör kişinin
tenis oynadığı Antalya’da, Antalyalılar ne yazık ki henüz burunlarının
dibindeki bu hazinenin tam farkında değiller.
Kortlarında 300-330 gün
açık havada tenis oynanabilen bu özel kulübün, orta vadede Türkiye’nin
önde gelen kulüplerinden biri olacağını daha şimdiden görebiliyorum..
Tunç Müstecaplıoğlu
09.03.2009