Antalya Hava Limanı
Saat: 02:00
- Beyefendi, çıkış için sizden mi alınıyor pullar?
- Evet.
- İki kişilik, buyurun 100 dolar.
- Hanımefendi dolar alamıyoruz.
- Neden, kişi başı 50 dolar diye okumuştum.
- Evet, ama döviz alamıyoruz.
- Fesuphanallah, bu yasa seyahat edenlerden döviz tırtıklamak için çıkmamış mıydı?
-
Asabi konuşmayın. Hem kur sizin bildiğiniz gibi hesaplanmıyor. Sizin
anlayacağınız gibi söylemem gerekirse, aslında 117 dolar ödemeniz
gerekiyor
- Pekiyi tamam, buyurun o zaman 117 dolar.
- Anlamak istemiyorsunuz galiba. Deminde dediğim gibi dövizle ödemeyi kabul edemiyoruz, hanımefendi.
- O zaman dediğiniz kurdan dövizimi bozun ve şu lanet olası pulu verin artık bana.
- Hanımefendi, boşuna sinirleniyorsunuz burası döviz bozdurma bürosu değil. Bankada ya da PTT’de bozdurabilirsiniz.
Orta
yaşlı tombulca kadın, küçük çocuğunu bavullarının arasında bıraktıktan
sonra telaşla kapalı bankaya, yeterli Türk lirası olmayan postaneye,
konuyla alakasız lokumculara, hediyelikçilere koşturuyor. Gecenin bir
köründe kimsede 141 milyon Türk lirası çıkışmıyor. Son anda tanıdık bir
rehber parayı bozunca özlenen pullara kavuşuluyor.
ANTALYA HAVALİMANI
SAAT:03:00 – pasaport kontrol
- Amma tuhaf soyadınız varmış. Neyse, yolculuk nereye?
- Münih’e
- Oooh gezmeye yani. Bir dakika, bir dakika bu pulu kim yapıştırdı buraya?
- Kardeşim, herkes pasaportun içine pul yapıştırmaya kalkarsa pasaportta yer kalır mı? Değil mi?
- İyi de memur bey, ne yapabilirdim ki?
- Yapıştırtmayacaksınız, hepsi bu. Neyse bu seferlik geçin. Ancak bir daha pul yapıştırtmayın.
Kadının
arkasından gelen Alman turist bu hiç anlam veremediği diyalogun bir an
önce sonuçlanmasını bekliyordu. Sırası gelince geldiği gibi, yani pasoya
benzer kimliğini göstererek on saniyede geçiverdi. Ülkesine de hayliyle
aynı saniyede giriş yaptı.
Türk hanımını benzer mantıktaki sorunlar Münih gümrüğünde de bekliyordu.
-
Ne için geldiniz? Ne kadar kalacaksınız? Sizi karşılamaya gelen var mı?
Bu süre içinde neyle geçineceksiniz? Seyahat sigortası yaptırdınız mı?
Daha önceki gelişlerinizde hiç sınır dışı edildiniz mi? Dönüş biletinizi
görebilir miyim?
Soruları sabırsızlıkla cevaplayan kadın, “memleketinizi alın da başınıza çalın” psikolojisiyle canını attı Almanya saflarına.
Hoş,
pek sesini çıkaramazdı zaten. Çünkü, görevliler gerektiğinde ya da
onlara öyle geldiğinde en mahrem noktaları bile araştırma yetkileriyle
donatılmışlardı.Aslında biz Türkler çok gururlu, alıngan milletizdir.
Ama Alman güvenlik görevlileri için bunun pek bir anlamı yoktur. Oysa ne
güzel sözlerle doldurulmuştuk.
Bir Türk dünyaya bedeldir.
Ne mutlu Türküm diyene.
Türk, öğün, çalış,güven.
Yahu, sakın Atatürk şaka yapmış olmasın...
Tunç Müstecaplıoğlu
28 / 08 / 2001