Corona günlerinde, tarihin kara sayfalarına geçecek bir sapığı anlatmak istiyorum size. 2008 yılında duymuştuk adını, sonra da unuttuk bir çoğumuz. Geçenlerde aklıma geldi bu iblis ve eski gazete sayfalarından araştırdım biraz. Josef’in yaşam öyküsünden ileride bir film ya da dizi çekileceğini tahmin ediyorum.
Görmeyi çok istediğim, çok merak ettiğim yerlerden biriydi bu kamplar. Münih yakınlarındaki Dachau Toplama Kampı’nı (Konzentrationslager/KZ) 30 yıl kadar önce gezdikten sonra üzerimde yarattığı şok etkisini bir süre atlatamamıştım. Ki orası Auschwitz’in (Auşvits diye okunuyor) yanında bir tatil köyü kıvamında kalır.
Sizlere, Turizm ve Çelebi’nin Antalya’daki yolculuğunu anlatmadan önce, kısaca Anadolu ve Antalya tarihinin kilometre taşlarından söz etmek isterim.
Bundan 20–25 yıl kadar önce, İstanbul’da aynı kulüpte tenis oynadığımız bir arkadaşım ilginç bir öneri ile gelmişti.
Kendisi oyuncak ithalatçısı olan Ekrem Aksoy, benimle birlikte kayak malzemeleri ithal etmek istediğini söyledi.
İthalattan anlayan o, kayaktan anlayan ben, bir de uluslararası arenada iş bağlantıları ve finans konularında uzman Savaş Manço.
Her yıl arkadaşlarla birlikte, birkaç günlüğüne de olsa kayak tatiline gitmeye çalışıyorum.
Annemin turizm şirketi faalken, ben kayak federasyonunda görev yaparken, yılda kırk günümü dağlarda geçirdiğim olurdu.
Bergama kralı 2. Attalos, İ.Ö. 150 yılında güçlü donanmasının barınması için bu güzel şehri kurmuş.
Şehrin adını da kendi isminden esinlenerek Attalaia koymuş.
O zamanlarda ve ondan da eski Pamfilya döneminde şehri görmeye gelenleri turistten sayamayacağımız için, biraz daha yakın tarihimize bakmamız gerekecek.
Viyana bizi işte bu güzel tabelayla karşıladı.
Tüm Avusturya, ünlü bestecileri Mozart'in resimleri ile süslenmişti.
Eylül ayının son günlerinde Belek’de, Rixos Premium otelinde güzel bir \nprogram vardı. Türkiye-Avrupa Turizm Zirvesi konmuştu adına. Birincisi \nolmasına rağmen hayli yoğun bir ilgi vardı.