Corona hakkında yazmayan pek kalmadı sanırım. Bari ben de eksik kalmayayım diye, Covid-19 makale kuyruğuna gireyim dedim. Küresel etkisi hesaplanamayan şu kahrolası virüsün, Çin’in Wuhan adlı şehrinden, tüm dünyaya ihraç olacağı kimin aklına gelirdi bundan altı ay kadar önce.
Daha önce görmediğimiz bir şehri ilk ziyaretimizde edineceğimiz izlenim, beklenti ve önyargılarımızla da doğru orantılıdır.
Oraya giderkenki duygularımız, gittiğimiz zaman dilimindeki yaşımız, o ülkenin mevcut siyasi konumu, o şehre bakışımızı etkileyen faktörlerdendir.
Ben hiç gitmezdim de.
Önünden geçerken de, koşu bantının üzerinde umutsuzca koşan fareler gibi koşturan garibanları görünce, içten içe gülesim de gelirdi.
Bir kere, ucunda top olmadan yapılan hiçbir sporu spordan kabul edememişimdir her nedense.
Diye tanıtıyorlar kendilerini çeşitli reklamlarında Hintliler.
İnanılmaz, muhteşem, akıl almaz, harika gibi anlamları var incredible’ın.
Henüz sadece iki şehrini görmeme rağmen, bu tanımlar pek de sırıtmıyor bu ülkede.
Ben pek beceremiyorum da.
Nights in white satin gibi romantik şarkılar ile sevgiliye sarılarak yalandan kımıldanmaları kastetmiyorum.
Onu şiş bacağı ile babam da yapıyor.
Biz niye araç kullanmasını bir türlü beceremiyoruz dersiniz?
Antalya Hash House Harriers üyeleri ile orman içinde yürüyüş, müzik, yemek, dans derken harika bir Pazar geçirdim.
Dönüş yolunda rastladığım bir-iki sürücü canımı sıksa da günün güzel tarafları baskındı.
Asya gezisindeki ikinci durağımız Tayland'dı. Önce, "Dalgadan Duvar" anlamına gelen Tsunami'den nasibini almış Phuket adasına gittik.
Viyana bizi işte bu güzel tabelayla karşıladı.
Tüm Avusturya, ünlü bestecileri Mozart'in resimleri ile süslenmişti.
Tatil deyince aklıma nedense hep kar ve kayak tatili gelir. Otuz iki \nyıldır hemen her kış, zaman ve parayı denkleştirip bir kayak tatili \nsığdırdım yaşantıma. Bu tutku yaratan sporu kaymayana anlatması zordur, \nbilirim. Bir kere bu zevki tadan için ise artık kurtulunması zor olan \nbir tiryakiliktir.