Uzun aralıklarla gelebildiğim Alanya’da kendimi bazen yabancı gibi hissediyorum.
Özellikle şehir merkezindeki olumlu değişimler, Avrupa’da Alanya’yı tanıyan herkesin dilinde.
Yarışmanın yapılacağı parkuru günlerdir merak edip duruyordum. Yarış sırasında yürüyerek gezmenin pek akılcı bir yaklaşım olmadığını, yolun ortalarına doğru anladım. Yer yer bir metre darlığındaki toprak yolların ortasından ok gibi geçen bisikletçilerin gözü hiçbir şey görmüyordu. Ezilmeden tamamlayabilmek için, keklik refleksleri geliştirdim.
Alanya’da sportif bir ortam senenin birkaç günüyle sınırlı olduğundan, \nbiz de dükkanımıza sık sık pencereler açıyoruz. İşte onlardan biri;
Damlataş’taki arsız timsahların oluşturduğu sorun..
Bu yazıyı yazmadan önce yanıma gelen karım, “ yine ne yazıyorsun?...” diye sordu. Ben, “ Alanya’nın güzelliklerini...” deyince çok şaşırdı ve, “ sıcak başına vurdu herhalde, ne güzelliği kaldı bu şehrin ?..Kendimi Beyazıt Meydanı’nda yaşıyor gibi hissediyorum!..” dedi.