Sizi bilmem ama şu sıralar kafam, Covid 19 haberleri okumaktan bulaşık teline döndü. Ellerim ise her an yıkanmaktan, derede evin tüm çamaşırını yıkayan bir köylü kadını kıvamında. Hepimiz birbirimize aynı soruları sorup, benzer cevaplarla umutlanıyor ya da endişeleniyoruz. İşte ben de şu sıralar merak ettiğim konuları araştırıp, aldığım notları da sizlerle paylaşıyorum.
Kızım Su ile 7 yıldan bu yana ayrı ülkelerde yaşıyoruz. Baş başa tatil yapma kararı aldık geçenlerde. Her gittiğimiz yerde her nedense fahri rehber ben olurum, burada yolcu koltuğunda oturdum, şahane rehberim kızımdı. Aman ne rahatmış anlatamam. Zaten Japonya’ya gitmeyi de o seçti.
Hani geçenlerde yazmıştım, Istanbul’da tenis oynamaya hasret kaldım diye.
Tam onun üzerine bir yerde bir ilan gördüm.
1. Türkiye Plaj Tenisi Turnuvası başlıyor diye.
Citius, altius, fortius demiş modern olimpiyatların kurucusu Fransız baron Pierre de Coubertin.
Yani, daha hızlı, daha yükseğe, daha güçlü..
Kendisinden önce 2 yıl kadar başkanlık yapan Yunan’dan sonra Pierre baba atmış temelini asri Olimpiyat oyunlarının.
Yendim diye sevinme, yenildim diye erinme diye sesleniyordu cazgır.
Bergama kralı 2. Attalos, İ.Ö. 150 yılında güçlü donanmasının barınması için bu güzel şehri kurmuş.
Şehrin adını da kendi isminden esinlenerek Attalaia koymuş.
O zamanlarda ve ondan da eski Pamfilya döneminde şehri görmeye gelenleri turistten sayamayacağımız için, biraz daha yakın tarihimize bakmamız gerekecek.
Biraz iş, biraz da Wimbledon'u görme arzusu beni Ingiltere'ye çekti haziranın sonunda.
Balear adalarının başkenti Mayorka’ya gitmeden önce, belki Alman basınının da etkisiyle, bu güzel adayı çok ucuz bir tatil beldesi sanırdım. Mayorka, (Mallorca diye yazılıyor) yine İspanya’nın hasadını topladığı, Atlas Okyanusu’ndaki Kanarya Adaları’nın aksine, Girit ve Kıbrıs adaları gibi, Barselona ile Sardunya adalarının ortasında bir Akdeniz adası.
Ülkemizde, İspanya’daki gibi boğa güreşleri olmadığından, ya da yapılanların iki boğa arasında geçen kansız boynuz tokuşturmaları çerçevesinde kaldığından, “Oley!..” terimi bizde daha çok; rakip futbol takımını ve seyircisini kızdırmak için kullanılır.