Kızım Su ile bir süredir her yıl, baba-kız başbaşa, ikimizin de daha önce görmediği bir ülkede tatil yapıyoruz.
Covid döneminde bu gezilere mecburen ara vermiştik.
Pandemi sonrası kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Dünyanın jandarmasını kim tanımaz ki zaten.
Son günlerde Amerikalı bir polisin, ona doğrultulan onca kameraya hiç aldırmadan, güpegündüz siyahi Amerikalı bir vatandaşı boğarak öldürmesi sonrası yine zor günler geçiren Amerika, hiç gündemimizden düşmüyor.
“Elin şanslı Bedevisi, bunlar petrol sayesinde zengin olmuşlar ama kültürleri yok” gibi lafları siz de sıkça duymuşsunuzdur. Körfez Ülkeleri (Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Birleşi Arap Emirlikleri) arasında yıldızı hızla parlayan bu başarılı ülkeyi, böylesi küçümseyici ifadelerle eleştirmek için ancak, oralara hiç gitmemiş, bu ülkeyi hiç araştırmamış olmak gerekir.
Dayıcım merhaba,
Sana 2 aydır bir şeyler yazmaya çalışıyorum, ancak toparlayabildim kafamı. Seni hatırladıkça nereden çıktığını anlayamadığım gözyaşlarım, yerini yavaş yavaş gülümsemeye bıraktı.
Daha önce görmediğimiz bir şehri ilk ziyaretimizde edineceğimiz izlenim, beklenti ve önyargılarımızla da doğru orantılıdır.
Oraya giderkenki duygularımız, gittiğimiz zaman dilimindeki yaşımız, o ülkenin mevcut siyasi konumu, o şehre bakışımızı etkileyen faktörlerdendir.
Ben hiç gitmezdim de.
Önünden geçerken de, koşu bantının üzerinde umutsuzca koşan fareler gibi koşturan garibanları görünce, içten içe gülesim de gelirdi.
Bir kere, ucunda top olmadan yapılan hiçbir sporu spordan kabul edememişimdir her nedense.
Babamdan otuz beş sene sonra ben de, 1991 yılında baba oldum.
Kızımı ilk kucağıma aldığımdaki duygularımı tarif etmekte hala zorlanırım.
Mutluluk, endişe, gurur, coşku, huzur bunlardan ilk aklıma gelenler..
Tenis sporuna en benzeyen oyunun adının Jeu de pomme (jödöpom diye okunuyor) olduğunu, bunun “avuç oyunu” anlamına geldiğini ve ilk kez on ikinci yüzyılda oynamaya başlandığını,
Valencia, I found my love in Porto Fino, New York şarkıları o şehirlerin tanınırlığının artmasına olumlu katkılarda bulunmuştur.
MFÖ’nün Bodrum şarkısı da Muğla’nın bu şanslı ilçesine ilaç gibi gelmişti.