Aslında benim yazma öyküm, Mehmet Ali Dim'in 1991 yılında ʺşu Triatlonu yazsana" demesiyle başladı. O ana kadar birkaç eş, dost ve sevgiliye mektup yazma dışında edebiyatla alakası olmayan benim gibi birisi için, zor bir görevdi bu.
O yazımda bir tek, "Alanya'ya uzay üssü
kuralım(!)" demediğim kalmış. Yazılarım tarih sırasına göre
dizildiğinden bahsettiğim bu yazı, ilk yazı olarak karşınıza çıkacak.
Uzun ve sıkıcı bulursanız hemen kitabı bırakmayın, ileriki sayfalarda
daha sıkıcılarını bulacaksınız.
"Yazar" terimi hep rahmetli
akrabam Müjdat enişteyi çağrıştırmıştır. Kandıra'da, kimin okuduğu
belirsiz bir yerel gazeteye kırk yılın başında yazılar yazan eniştemiz,
apayrı bir mesleği olmasına rağmen kartvizitine şöyle yazdırmıştı;
Müjdat Tolan
YAZAR
Işte
bu gururu ben de yaşayayım diye, zaman zaman yazdım. Birde ne göreyim;
bir kitabı doluduracak kadar çoğalmışlar. Sonra, İngiltere'de bazı
seyislerin bile, yetiştirdikleri atların yaşam öykülerini kitap haline
getirdiklerini öğrendim. Benim gibi amatör bir kasaba yazarı olan,
dostum Feyzi Açıkalın'ın yazılarını bir kitapta toplaması, cesaretimi
iyice arttırdı.
Kaz uçar da, Laz niye uçmasın psikolojisiyle
kitap işine giriştim. “Nasıl olsa bu kitabı kimse para vererek
almaz...!” düşüncesiyle de kitabımın imza gününe gelenlere bağış
karşılığında sunmaya karar verdim.
Çünkü, çok çok yönlü arkadaşım
Metin Erdem gibi, “bizde teklif yok ısrar var” sistemiyle kitap satışı,
her yiğidin harcı değildir.
Kitaba bağışlayacağınızı umduğum
paralarınızı Alanya Tanıtım Vakfı'na vermeye karar verdim. Onlar da bu
paralarla fuarlarda dağıtılmak üzere; lokum, nazar boncuğu, haydarili
ekmek alarak; modern tanıtım çalışmalarını sürdürecekler sanırım.
Kitap
kapağında benim eski fotoğraflarımın kullanılma parlak fikri, dayım
Aydın Kunt' a aittir. Ben, bir karikatür ya da resim yapar umuduyla,
dokuz ay kadar önce, kendisinden bir ricada bulunmuştum. O, işi biraz
şişirdi ve benim eski suretlerimi birbirine yapıştırdı. Oldu sana kolaj
çalışması.
Neyse ki fotoğrafları seçme şansım olduğundan
iyilerini, olmuşlarını seçtim haliyle. Beni görünce, “ Aaa! Adam ne hale
gelmiş..! gibi düşünürseniz, yüzüme karşı söylememenizi önemle rica
edeceğim.
Gönül Gökçen, tüm yazılarımı usanmadan bir kez daha
yazdı. Mehmet Tolunay Akıncı düzeltmeleri yaptı, tornadan geçirdi. Murat
Tunalı ise son kez okudu, yorumladı.
Hepsine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum.
Artık
size de, alt tarafı bir tek okuması kaldı. Haydi, bir başlayın bakalım
150-200 sayfa dediğiniz nedir ki, göz açıp kapayıncaya kadar biter.
NOT: Kitabın tüm geliri Alanya Tanıtım Vakfı'na bağışlanmıştır.
Tunç Müstecaplıoğlu
Ekim 2000