Gezmeyi çok seviyorum.
Zaten kim sevmez ki?
Bugüne kadar 55 ülke gezdim.
Yeryüzünde yer alan 200 kadar ülkenin hepsini görme şansım olamayacaksa da, en azından yarısını gezmeye talibim.
Corona hakkında yazmayan pek kalmadı sanırım. Bari ben de eksik kalmayayım diye, Covid-19 makale kuyruğuna gireyim dedim. Küresel etkisi hesaplanamayan şu kahrolası virüsün, Çin’in Wuhan adlı şehrinden, tüm dünyaya ihraç olacağı kimin aklına gelirdi bundan altı ay kadar önce.
Kızım Su ile 7 yıldan bu yana ayrı ülkelerde yaşıyoruz. Baş başa tatil yapma kararı aldık geçenlerde. Her gittiğimiz yerde her nedense fahri rehber ben olurum, burada yolcu koltuğunda oturdum, şahane rehberim kızımdı. Aman ne rahatmış anlatamam. Zaten Japonya’ya gitmeyi de o seçti.
Ben de merak eder dururdum. Aman botoksla karışmasın, ortada bir yılan zehiri, Seda Sayan dudakları falan yok. Aslında buna, bir tür vücudumuza çeşitli zamanlarda aldığımız zehirlerden arınma terapisi de denebilir.
Dayıcım merhaba,
Sana 2 aydır bir şeyler yazmaya çalışıyorum, ancak toparlayabildim kafamı. Seni hatırladıkça nereden çıktığını anlayamadığım gözyaşlarım, yerini yavaş yavaş gülümsemeye bıraktı.
Daha önce görmediğimiz bir şehri ilk ziyaretimizde edineceğimiz izlenim, beklenti ve önyargılarımızla da doğru orantılıdır.
Oraya giderkenki duygularımız, gittiğimiz zaman dilimindeki yaşımız, o ülkenin mevcut siyasi konumu, o şehre bakışımızı etkileyen faktörlerdendir.
Mustafa filmini çekene kadar ocağımıza yeterince incir dikmiştin zaten.
Zerafet, hoşgörü, sevecenlik, şiir kıvamında yazıların ve belgesel filmlerin ile kadınlarımızı isyan kıvamına getirmiştin.
Ben pek beceremiyorum da.
Nights in white satin gibi romantik şarkılar ile sevgiliye sarılarak yalandan kımıldanmaları kastetmiyorum.
Onu şiş bacağı ile babam da yapıyor.
Bir günde beş film izlediğim olmuştur, ama aynı gün içinde dört konser izlediğim hiç olmamıştı daha önce.
Birinci konseri CD’den izledim.
Ünlü Yunanlı besteci Yanni (54), Atina’nın ünlü Akropol’ünden hayranlarını coşturdu.