Tunç Müstecaplıoğlu
  • ANA SAYFA
  • TUNÇ M.
  • YAZILARI
  • KİTAPLARI
  • FOTOĞRAF ALBÜMÜ
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM
  • ANA SAYFA
  • TUNÇ M.
  • YAZILARI
    • Söyleşi & İmza Gününden...
    • Bana Otelini Göster Sana Kim Olduğunu Söyleyeyim
    • BİR KİTAP DAHA YUMURTLADIM…
    • BİZ SANA DOYAMADIK BE DÜNYA…
    • FİLLER DİYARI BOTSVANA
    • Güneşime gölge etme...
    • Mısır'ı nasıl da özlemişim
    • PİLAV ÜSTÜ TURİZM GÜNDEMİ
    • SİZE BİRAZ RUANDA’YI ANLATAYIM MI?
    • Söyleşi & İmza Günü
    • TÜRKİYE’DEKİ DENEYİMİNİ YURTDIŞINA TAŞIDI
    • DEVELERİ BİR EVCİL HAYVAN GİBİ SEVECEĞİM HİÇ AKLIMA GELMEZDİ
    • HASTANE Mİ İŞLETİYORUZ YOKSA BİR OTEL Mİ?
    • AMERİKA'YI NASIL BİLİRSİNİZ?
    • MASKELİ BALO
    • BANA SADRAZAMINI SÖYLE..
    • OSMANLININ KARANLIK YÜZÜ
    • DUBAİ DUBAİ DİYORLAR DA..
    • JOSEF FRITZL'I TANIR MISINIZ?
    • NASIL ÖLMEK İSTERDİNİZ
    • UMMAN DA CORONA'DAN ETKİLENDİ
    • ORASCOM HOTELS-UMMAN, LİBERTY HOTELS LYKİA EL ELE
    • NEPAL, NE DE GÖRKEMLİ BİR ÜLKEYMİŞSİN SEN BÖYLE..
    • AUSCHWİTZ-BİRKENAU TOPLAMA KAMPLARI
    • BOĞAZDA YÜZMEK
    • GM RÖPORTAJ 07.2019
    • BANA EĞLENCE PROGRAMINI SÖYLE SANA..
    • TÜRKİYE NASIL DAHA İYİ TANITILIR
    • BİR KASIRGA GEÇTİ ÜSTÜMÜZDEN
    • DAHA NELER GELECEK BAŞIMIZA BAKALIM
    • MADAGASKAR'I TANIR MISINIZ?
    • KİBAR İNSANLAR DİYARI JAPONYA
    • OKTOBERFEST KADAR PAMUK DÜSSÜN KAFANIZA
    • BU DETOKS DA NE YA?
    • BİR MODALI ÖLDÜ DİYELER
    • ÜSTÜME GELMEYİN DİYETTEYİM..
    • TURİZM YAŞAMIN TA KENDİSİDİR
    • TENİS ANA KARNINDA ÖĞRENİLEBİLİR Mİ?
    • ANTALYA'DA TURİZMİN VE ÇELEBİ'NİN GELİŞİMİ
    • TENİS ÜZERİNE AFORİZMALAR
    • BİR ACAYİP BAYRAM BU BAYRAM
    • MODA YOLUNDA
    • BEN NE Mİ ANLADIM ŞİMDİ ŞU NEWYORK’TAN
    • PLAJDA TENİS Mİ?
    • İSTANBUL’DA TENİS OYNAMAK MI DEDİNİZ
    • YIKIN HEYKELLERİMİ..
    • BABAMDAN NELER ÖĞRENDİM..
    • SPOR SALONUNA GİDER MİSİNİZ
    • INCREDIBLE INDIA
    • NEE KAMBOÇYA’DA MISIN, ORASI DA NEREDEYDİ?
    • OLSAK OLSAK DA, NASIL BİR TAKIM OLSAK..
    • BEN NELERE GÜLERİM BİLİYOR MUSUNUZ?
    • GÖZYAŞLARI VE YAĞMUR..
    • SEVGİLİ K. ATATÜRK
    • VEDA MI DEDİNİZ?
    • SAVAŞ MANÇO İLE ÜÇ GÜN
    • VOLEYBOLDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
    • TENİSÇİNİN TENİSÇİDEN BAŞKA DOSTU YOKTUR...
    • DON JUAN MISINIZ YOKSA KAZANOVA MI?
    • NASIL BİR DUYGUDUR BABA OLMAK ?
    • TENİSTE BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
    • UFUK PARLAKDAĞ DA GÖZALTINA ALINDI..
    • BURSA SADECE ULUDAĞ DEMEK DEĞİLDİR..
    • PHOENIX ARTIK HAVALANMAYA HAZIR..
    • ANTALYA’DA TENİS VE ATİK..
    • SEN ADAM OLMAZSIN BE ULUDAĞ..
    • DOKTOR DOKTOR BAKSANA..
    • AZİZİM VALENTİN’İM..
    • NASIL DİNLENİR ŞU KLASİK MÜZİK..
    • BİTTİN SEN ARTIK CAN DÜNDAR..
    • PORTAKALI SOYDUM PİYANOMA KOYDUM..
    • ÇARŞAMBAYI PAZAR ALDI..
    • BODRUM BODRUM..
    • ANNE, BU ZIPLAYAN SARI ŞEY DE NE?
    • DANS EDER MİSİNİZ ?
    • ŞU SOKAKLARI BİKİNİLİ KIZLARLA DONATMALI MI DONATMAMALI MI..
    • ANTALYA’NIN DA BİR HYDE PARK’I VAR..
    • NURTOPU GİBİ BİR ASPENDOS’UMUZ DAHA OLDU..
    • GÜLÜMSER MİSİNİZ ?..
    • YAR BİZE DE BİR OLİMPİYAT..
    • PEHLİVAN PEHLİVAN..
    • BÜTÜN KONSERLERİNİ GEZDİM ANTALYA’NIN
    • KÖPÜK PARTİSİ'NDE İNSAN DA MI ÖLÜRMÜŞ..
    • MAMMA MIA GELDİ HOŞGELDİ..
    • AURA’YA GÜLŞEN GELDİ DEDİLER..
    • TARLADA SU KAYAĞI OLUR MU ?
    • HAYDİ BİRAZ DAHA FUTBOL..
    • CAN DÜNDAR MİLLİ TAKIM TEKNİK DİREKTÖRÜ OLSUN..
    • SİGARA İÇMEK YA DA İÇMEMEK..
    • ELİSABETH HURLEY'İ NEDEN REDDETTİM..
    • SEN NEYMİŞSİN BE KUDÜS...
    • SİZE İLHAN ABİ DİYEBİLİR MİYİM?
    • AYSEL GÜREL
    • NEREDEN NEREYE..
    • NEREYE GİTTİN BE KEMAL..
    • KONSTANTİNİYYE’DE MAHKEMEYE ÇIKTIM..
    • MAHMUTLARI GÖRMEDEN ÖLMEMELİ
    • KESTANEYİ ÇİZDİRMEYE AZ KALDI..
    • SANTİAGO-DİNK
    • BEYOĞLU’NDA GEZERİM ÇEVREMİ DE SÜZERİM..
    • SADDAM'IN İDAMININ HATIRLATTIKLARI..
    • MAGANDAM MISIN BENİM ?
    • TURİZMCİ SANATTAN NE KADAR ANLAR ?
    • TAYLAND’I GÖRMEK LAZIMMIŞ..
    • BİZ RUSLARI NİYE SEVDİK
    • BÖYLE BİR COĞRAFYADA UZUN VADELİ TURİZM OLUR MU ?
    • ENİŞTEM BENİ NİYE ÖPTÜ ?
    • NERDESİN IRIS ?
    • ANTALYA’YA CEYLAN İNDİ..
    • MAGRİPLİ ASLINDA FASLI DEMEKTİR..
    • AVUSTURYA SİHİR VE FLÜT DEMEKTİR..
    • GEEEL, TAZE TATİL BİLGİLERİ BUNLAR..
    • DÜŞTÜK YOLLARA MEMLEKETİ TANITIYORUZ..
    • MERHABA ARIKAN BEY..
    • VAY BE 15 YIL MI GEÇMİŞ ?
    • AVRASYA AVRASYA BİZİ ŞAŞIRTMA..
    • LA SUISSE 12 POINTS..
    • TURİZM ZİRVE YAPTI..
    • DIŞIMIZDAKİ İRLANDALILAR..
    • SİZE BİRAZ NORVEÇ’İ ANLATAYIM MI ?
    • SİZCE ALANYA MI ŞANSSIZ, YOKSA YÖNETİCİLERİ Mİ BECERİKSİZ ?..
    • KAN VE TURİZM..
    • TENİS'İN MEKKE'Sİ WIMBLEDON..
    • HAYDİ ARTIK SAHNEYE..
    • KUDÜS YOLCULARIYLA BİR KAÇ GÜN..
    • RUS GELİNCE AŞKA, RUSUN AŞKI BAŞKA..
    • HİSSELİ TURİZM KUMPANYASI..
    • VENİ VİDİ DOLOMİTİ..
    • BİZİ NİYE İSTEMİYON EVROPA ?
    • ANTALYA’DA KIŞ NASIL GEÇER ?..
    • ORDAN TURİST GÖNDER, KALİTELİSİNDEN OLSUN..
    • VAR MI OTELİNİZİN BİR TEMASI ?
    • HAYDİ MAYORKA’YA BİR-İKİ, KALKIYOOR..
    • PATRONLARI KİM EĞİTECEK?
    • BELEK’DE TURİZM DAHA MI İYİ YAPILIYOR ?
    • TANITIM SAVAŞLARI
    • YATSI EZANI ÜSTÜ VİYOLONSEL
    • İSTANBUL WONDERFUL...
    • HOROZUN KAÇTI TUNÇ...
    • TUİ NİYE ANTALYA'YA ÇIKARMA YAPTI ?
    • SİZ HİÇ KİRİL ALFABESİ GÖRDÜNÜZMÜ?
    • BERLİN HALA TURİZMİN BORSASI MI?
    • SHARM EL SHEIKH’İ BİR DE DALAMAYANDAN DİNLER MİSİNİZ ?
    • MISIR’I NASIL BİLİRSİNİZ ?
    • HER ŞEY YİNE GÜZEL OLACAK...
    • NERDEN BAŞLASAM...
    • BANA BİR MASAL ANLATSANA..
    • GİRİT’E HOŞGELDİNİZ
    • BİZ ASLINDA KİMLERDENİZ ?
    • SİZCE ALANYA İYİ TANITILIYOR MU?
    • YABANINDAN DOMUZ SAR USTA...!
    • MEMLEKETTEN İNSAN DİYALOGLARI
    • SAYMADIM KAÇ BAKAN OLDU
    • ORDU LİGHT
    • ALACAKARANLIK KUŞAĞI
    • ALANYA NASIL KURTULUR
    • FUARA KİM, NİYE GİDER?
    • FUARINIZI NASIL ALIRDINIZ ?
    • FLYING DUTCHMAN YİNE GELİYOR
    • EY TELEVİZYON!... ARTIK SANA TESLİMİZ
    • ENDÜLÜS’DE RAKS
    • TURİZMDE ŞİMDİLİK HERŞEY YOLUNDA!..
    • RUSLAR HARİKALAR DİYARINDA..
    • ALAİYE’Yİ DAĞ BİSİKLETLERİ FETHETTİ...
    • BENİ DE TÜRK DOKTORLARINA EMANET EDİN...
    • TO WILLIAM OR NOT TO SHAKESPEARE
    • PAZAR SABAHLARI NASIL UYANMAK İSTERSİNİZ ?
    • ŞU GEMİDE AH BEN DE OLSAYDIM..
    • BEN HALA KORKUYORUM
    • ÇİN’DEN BİLE TURİST GETİRİRİZ EVELALLAH!..
    • DOBRA PAJALOVAT...
    • NE MUTLU TURİSTİM VAR DİYENE..
    • UYANIN VE KENDİNİZE GELİN!..
    • GÜLE GÜLE BARIŞ MANÇO...
    • İSVEÇ’TE BİR KÜRT’LE TANIŞTIM..
    • SAYIN ŞANSAL BÜYÜKA..
    • KASTÜŞKA HASTANESİ
    • N’OLACAK ŞİMDİ BU RUSYA’NIN HALİ ?
    • SİDE’Yİ GÖR, ALANYAYI ÖP BAŞINA KOY!..
    • ALANYA 2025
    • ASLINDA HERŞEY YOLUNDA
    • BELKIS HABERLER'İNDE MOZART'IN RUHUNU ŞAD ETTİK...
    • YİNE Mİ PATLATAMAYACAĞIZ ŞU TURİZMİ..
    • İMDAT!.. DAMLATAŞ’TA TİMSAHLAR VAR..
    • İÇİNDEN TRAMVAY GEÇEN İSTANBUL..
    • İSTANBUL'DA ÖLMEK DE ZOR
    • ŞU KAYAK SPORUNU NE YAPSAK DA PATLATSAK..
    • AIDS ALANYA’DA
    • SEN NEYMİŞSİN BE MENDEBUR SİGARA...
    • ALANYA HALA GÜZEL DERSEM, İNANIR MISINIZ?
    • ANDREAS'A ALANYA’DAN MEKTUP VAR
    • FAYTON TEHLİKESİ
    • GELİYOR DÜĞÜN ALAYI, TIKAYIN KULAKLARI..
    • LET’S TALK ABOUT ALANYASPOR
    • BOĞA GÜREŞİ
    • DENİZ BAYRAMI MEĞER NE HOŞMUŞ..
  • KİTAPLARI
  • FOTOĞRAF ALBÜMÜ
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM

BEN NE Mİ ANLADIM ŞİMDİ ŞU NEWYORK’TAN

19.09.2011  — 
 ABD, Amerika, New York

Daha önce görmediğimiz bir şehri ilk ziyaretimizde edineceğimiz izlenim, beklenti ve önyargılarımızla da doğru orantılıdır.

Oraya giderkenki duygularımız, gittiğimiz zaman dilimindeki yaşımız, o ülkenin mevcut siyasi konumu, o şehre bakışımızı etkileyen faktörlerdendir.

Amerikan halkını pek tanımam.

Ancak, dünya politikalarına, merkezi jandarma rollerine, petrol ölçekli adalet ve hukuk kavramlarına, bir çok dünya vatandaşı gibi ben de gıcık olurum.

“Beğenmiyorsan gitmeseydin ya be kardeşim” diye düşünenleriniz olabilir.

Gelgelelim kızım Su Newyork’ta okuyor.

Bir yıldır gitmemeye ayak diresem de, çok özleyince sonunda gitti ayaklarım Yeni Dünya’nın bu en önemli şehrine.

Anadolu’nun binlerce yıllık öyküsüne oranla kısa bir geçmişleri var.

Şehri ilk kez 1524 yılında Fransız Kraliyet Donanması’nın bir subayı olan İtalyan Giovanni keşfediyor.

Adını da, Yeni Angouleme anlamına gelen Nouvelle Angouleme koyuyor.

O yıllarda şehrin nüfusu beş bin kadar.

Sonra, 1615’de Hollandalılar şehre egemen oluyorlar.

Şehir herkese yeni geldiğinden midir nedir, onlar da Yeni Amsterdam anlamına gelen New Amsterdam diyorlar.

1664 yılında şehri Birleşik Krallık askerleri ele geçiriyor.

Şehrin adını, York Dük’üne ithafen Yeni York, yani Newyork diye değiştiriyorlar.

1920’li yıllarda Newyork’da müzisyen olabilme şansına erişmek, bir tür piyangoda büyük ikramiyeyi kazanma sevinci gibi algılanıyor.

Newyork, o yıllardan beri Caz müziğinin merkezi hala.

Orada müzik yapma şansına erişmek, bir elma ağacının en büyük elmasına sahip olmakla eşdeğer tutulduğundan, şehre Big Apple yani Büyük Elma da deniyor ve bu isim 1970’li yıllardan bu yana adeta Newyork’un ikinci ismi gibi kullanılıyor.

Konuyla pek alakası olmasa da, meğer ben kızımı bu görmediğim 8 ayda ne çok özlemişim.

İşte bu bizden 10 saat 14 dakika 13 saniye uzaklıktaki (Delta’nın kaptan pilotu, resmen Uzay Yolu’ndaki Mr. Spock gibi acayip ayrıntılı bir uçuş süresi verdi ve verdiği bu süreye uydu) Newyork, hala dünyanın önemli cazibe merkezlerinden.

830 kilometrekarelik bu şehirde, 8 milyon kadar birbirine hiç benzemez bir kalabalık yaşıyor.

İngilizce kadar İspanyolca da konuşuluyor.

Bu ortak iki dil olmasa, kendi aralarında tıpkı Hindistan’da olduğu gibi anlaşmaları hayli zor olurmuş.

Çünkü Newyork’ta tam 170 farklı dil konuşuluyor.

Pek değerli taze filozomuz, Survivor finalisti, Seda Doğan evliliğinden müstafi Nihat Doğan’ın, bu ülke vatandaşlarının dil becerileri konusunda güzel bir tesbiti vardı hatırlarsanız:
“Abi adamlar aşmış ya, çöpçüleri bie İngilizce konuşabiliyo bunların”
Yıllardır orada yaşayan çocukluk arkadaşım Aylin ise şöyle tanımlıyor Newyork’u:

“Burada yaşayan insanların farklı kültürleri tanıma amacıyla başka bir ülkeye gitmelerine pek gerek yok aslında, çünkü bütün dünya burada.”

Kızımı çok özlediğimden bahsetmiş miydim ben size?

Onları sevmemem Amerikalılar’ın pek umurlarında olmadığından, beni hiç de fena karşılamadılar.

İşte size kısa notlarla bir haftalık Newyork izlenimlerim..

Tokyo’dan sonra dünyanın en zengin ikinci şehri işte bu Newyork.

Sinemada bir Cola’nın fiyatı 7.5 TL.

İnsan kendisini burada pek yabancı gibi hissetmiyor, çünkü neredeyse herkes yabancı.

42 yıldır taksi şoförlüğü yapan Yunan Yorgo, İngilizceyi hala Yunanca gibi konuşuyordu.

Bu tür insanlar, tıpkı Almanya’ya 50 yıl önce giden birinci kuşak Türk işçiler gibi, gettolaşıp kendi içlerine dönüyorlar.

Köleliğin öyküsünün anlatıldığı Kökler (Roots) dizisi 1977 yılında hepimizi TV ekranlarına çekmişti.

Ne eziyet etmiş Beyaz Adamlar şu renkli kardeşlerine yıllarca öyle ya..
1442’de ilk kez Portekizli kaşifler başlamış, Batı Afrikalılar’ı Avrupa’da kırbaçlayarak, bıçaklayarak ölümüne çalıştırmaya.

1680-1786 yılları arasında sadece Amerika 15 milyon kadar köle satın almış.

400 yıl kadar süren köle ticareti sırasında 90 milyon kadar insan ölüyor.

1804’de Maryland eyaletinde başlayan köleliğe son kampanyaları, 1865 yılında toptan kalkıyor.

Üreme ve lobi çalışmaları hayli güçlü olan, Sezen Cumhur’un tanımlamasıyla Çikolata

Renkli
bu vatandaşlar öylesine hızla çoğalıyorlar ki, bildiğiniz gibi son ABD başkanı onlardan seçildi.

Ülkenin uluslararası politikası, dünya jandarmalığı konumu, yeni başkana rağmen pek değişmedi.

Değişen, sadece seçilen yeni başkanın biraz daha yanık tenli olması.

Aslında ben, bu kızın gurbet ellerde okumasına neden evet dediğimi hala bilmiyorum.

Yahu bu kadar şişman insan nasıl bir araya gelmiş böyle?

Amerikan nüfusunun % 68’i ya fazla kilolu, ya da obez (şişko patatesin bilimsel adı)

Spor mağazasında, şık restoranlarda, özetle her yerde 150 kilo ağırlığında Hacıyatmaz gibi hareket ederek çalışan şişko var bolca.

2010 verilerine göre Amerika, 61 milyon turist ile Fransa’dan sonra en fazla turist çeken ikinci ülke. (biz, Almanya ve İngiltere ile birlikte yılda 27 milyon kişiyi ağırlayarak; beş, altı ya da yedinci sıradayız)

Sadece Newyork’u yılda 40 milyon kişi ziyarete geliyor.

Başta Time Square meydanı olmak üzere, şehrin bir çok köşesi Disneyland gibi bir hayal dünyası adeta.

Wimbledon, Roland Garros’tan sonra Newyork’ta oynanan ve dünyanın en önemli dört tenis turnuvasından biri olan US Open’ı,ön eleme maçları gibi kıyısından da olsa görmek kısmet oldu.

Avustralya’ya da bir seyahat uydurursam, oynayarak olamasa da, hiç olmazsa gezerek şu meşhur Grand Slam’i tamamlamış olacağım.

Tam tenis maçları oynanırken deprem olmasın mı?

Sallanan bir ülke mensubu olarak ben, yerimden bile kıpırdamadım bu her yeri açık mekanda.

Az sallanan Conileri bir görecektiniz.
Yarım saat kadar birbirlerine heyecanla, hepi topu 5.8 şiddetindeki depremi anlattılar.
Meşhur sinemacı Woody Allen’ın doğum yeri olan Brooklyn’i görmeden dönmek olmazdı.
Klasik, bol aksiyonlu Hollywood filmlerine oranla, çok farklı bir lezzeti vardır bir Ortodoks Yahudisi olan Woody’nin filmlerinin.
1965-2009 yılları arasında çektiği 72 filmin neredeyse tamamını Newyork’ta, hatta Manhattan’da çekmiş Woody Allen.
Şehrin iki yakasını birbirine bağlayan köprülerden biri Brooklyn Köprüsü.
Oradan da çok atlayan varmış intihar amacıyla.
Bizde uygulandığı gibi, bu güzel manzarada yayaların geçişini yasaklamamışlar.
“Atlayan atlasın kardeşim, kalan Newyorklular bize yeter zaten” demişler.
Üzerinde, patenliden, bisikletliye, kaykaylıdan, koşana kadar herkes vardı.
Madem bu kadar özleyecektik, niye peydahladık ki biz bu çocuğu o zaman yani?
Konuyu ara sıra bölüyorum ama idare edin o kadarcık.
11 Eylül 2001 faciası, tüm emniyet birimlerini paranoyak yapmış.
Gümrükte aldığınız hiçbir sıvıyı size teslim etmiyorlar.
Uçağa girerken alabiliyorsunuz ancak.
Su, orada boks dersleri alıyor.
Hocasının önerisiyle ilginç bir bölge şampiyonası izledim.
Bir akşam da, “Catch Me İf You Can” adlı müzikale gittik.
Ama favori mekanım, şehrin göbeğinde 1857’den beri varolan Central Park’dı.
Taksim’in göbeğinde 8.430 dönümlük bir park düşleyin.
4 kilometre uzunluğunda, 800 metre eninde bir devasa alan.
Adeta şehrin akciğerleri gibiydi.
Bir büyük tur 9.700 metre.
Londra’daki kardeşi Hyde Park’ın yaklaşık olarak 8 katı büyüklükte.
Günde 19 saat güvenliği, parka ait karakolu bile var.
Oğulları askere giden aileler, “o şimdi asker” anlamında Amerikan bayrağı asmışlardı balkonlarına.
İnsan özlüyor özlemesine de, yapacak bir şey yok işte..
Geniş, ferah Ford marka taksiler güzeldi güzel olmasına da, şoförlerinin çoğunluğu bizdekiler gibi arızalı ve gergindi.
Araba kullanırken kendi kendilerine konuşuyorlar, her an inip kavga edecek gibi sinirliler.
Parklar da dahil olmak üzere, topluma açık olan tüm alanlarda sigara içmek yasaklanmış Newyork’ta.
Bir paket sigaranın 12 Dolar olması da içenleri biraz frenlemiş gibi.
Dünyada her yıl 2 milyon kişi sigarayı bırakırken, 2 milyon kişi de tütün mamüllerinin yol açtığı hastalıklardan ölüyor.
Aradaki tercihi de akıl fikir belirliyor.
Değişik bir koruma anlayışları var.
16 yaşını dolduran gençlere ehliyet veriyorlar, ama aynı kişiye 21 yaşını doldurana kadar bir bardak şarap almak yasak.
Avrupa’ya oranla külüstür yerleri hayli fazla.
Paslı trenler, yollardaki elektrik telleri, hayata tutunamayan yaşlı evsizler, yoksul mahalleler, Disneyland gibi bir hayal yaşamı simgeleyen meşhur Timesquare meydanının hemen ötesinde insanın yüzüne çarpıyor.
Istanbul’un, benim bildiğim kadarı ile Vizantion’dan, İstinpoli’ye kadar 33 kadar ismi vardır.
Newyork’un eski adları ise; Nouvelle Angouleme, Big Apple ve New Amsterdam ile sınırlı sanırım.
Merak eden gidip görsün de..
Istanbul, Paris, Roma, Berlin, Londra gibi buram buram tarih ve kültür kokan kentlerden sonra benim için Newyork, 500 yıldan kısa geçmişiyle bir büyük hayal kırıklığı oldu..

19.09.2011

  • © 2025 Tunç Müstecaplıoğlu