Antalya’da artık bu mümkün.
Hem de havalimanına sadece 38 kilometre uzaklıkta.
Metin Levi adında Istanbul’lu bir işadamı, önce Köprülü Kanyon kavşağına çok yakın bir yerden 210 dönüm bir arazi satın almış.
Bunun 90 dönümüne üç devasa gölet yapmış.
Bu yılın başında başladığı işini 5.5 ayda tamamlamış.
Ne sürat motoru lazım ne de benzin bu işe.
Kar kayağını bilenler teleski denen aleti de tanırlar.
Saatte 10 kilometre hızla kayakçıları dağın tepesine ulaştırır kışlık teleskiler.
Su kayağı teleskisi de benzer bir mantıkta çalışıyor, ancak hızı saatte 20 kilometreden, 65 kilometreye kadar çıkabiliyor.
Bu aletin mucidi bir Alman mühendis Bruno Rixen.
Kendisi de bir kayak aşığı olan Rixen, 1961 yılında icadının patentini alıp işletmesini açıyor.
Bugün, dünyanın 80 ülkesinde 160 adet su kayağı teleskisinin 130’u şimdilerde 85 yaşında olan bu Alman mucide ait.
Üç göletin bir tanesinde, yeni başlayanlar için bir parkur var.
İkincisi tek kayak ya da çift kayakla kayanlar için ayarlanmış.
Üçüncüsü ise, son yılların modası olan wakeboardcular için bir cennet.
Saklıkent’ten tanıdığımız Erdem hocanın sıcak ilgisi, en korkanları bile sakinleştirip kaydırmaya yetiyor.
Normalde 09-17 saatleri arasında çalışan tesis, dileyenlere aydınlatmalı göletlerde gece kayağı yapma fırsatı da veriyor.
Göletin altı bir membranla kaplı, derinliği ise 1.72 m.
Gölün etrafını bir tur döndüğünüzde 800 metre kaymış oluyorsunuz.
Nefesiniz ve kaslarınız elverişli ise, dakikalarca dönebilirsiniz göletin çevresinde.
Motor gürültüsü yok, sadece kayanların coşku dolu sesleri yankılanıyor kulaklarda.
Ne tür bir ruhsat verelim diye düşünmüş yetkililer.
Çünkü iş çok yeni.
Bursa’da bir benzeri de yeni açılmış.
Türkiye’de sadece iki noktada var yani.
Bari adama bir balık yetiştirme ruhsatı verelim demişler.
Metin bey girişimci bir beyefendi.
‘Ruhsatın hakkını vereyim, aynalı sazan da yetiştireyim bari’ demiş.
Sıradaki projesi o.
Dileyenlere olta ile sazanlarını avlatacakmış.
‘Sazan gibi atlama’ özdeyişi literatürümüzde olsa da, beş kiloluk bir sazanı tekneye çekebilmek bazen saatleri bulabiliyormuş.
Bana, akvaryumda balık avlama benzeri bu proje pek ilginç gelmese de, tarlada su kayağı etkinliğini denemeniz lazım.
Tesisin sağı solu bildiğiniz tarla.
Hip-Notics’e yaklaşırken, sarı otların arasında kayan insanlar absürd bir manzara oluşturuyor.
Dalga falan da yok.
Kaymak
istemeyenler trampolinde zıplayabilir, enfes müzikler eşliğinde
kayanları seyredebilir, Köprü çayından gelen ve düzenli olarak arıtılan
sularda yüzebilir.
Antalya gerçekten enfes bir şehir.
Bu kadar güzellik her ile nasip olmamış.
Metin Levi çılgın bir girişimci.
Sen Nişantaşı’ndan kalk gel, sonra da böyle pahalı bir yatırıma gir.
Aşırı cesaret ile delilik arasında küçük bir köprü vardır zaten.
Bu güzel tesise vakit buldukça gideceğim.
Daha detaylı bilgi almak isteyenler www.hip-notics.com.tr sitesini ziyaret edebilir.
Metin Levi’nin bu özgün girişimine şapkamı çıkartıyorum..
Tunç Müstecaplıoğlu
30.06.2008