Aşırı kalabalıktan sıkıldığımdan mıdır nedir, ayağım hiç gitmemişti DENİZ BAYRAMI şenliklerine. Bu kez, yüzme antrenörümüz, Milli Yüzücü Hakan ESKİOĞLU ve Triatlon Takımımız’ı seyretmeye de niyetlendiğimden, iskelede yerimi aldım.
Alanya’nın coşkulu seyircisi, iskele ve mendireği yine tıka basa doldurmuştu.
Yağlı
kazığa tırmanma ve ördek yakalama ( ördek boğazlama demek bence daha
doğru olurdu ) yarışmaları, yöreye has ve uluslararası yarışmalarda da
kullanabileceğimiz motiflerdi. Melamin tabaktan, bir paket çikolataya;
saç kreminden, 2 paket kuru yemişe dek; esprili hediyeler de vardı.
Ancak sanırım yarışmacı ve seyirciler için en önemlisi, hep beraber
orada olmaktı.
Gel de Olimpiyatları Bu Ülkeye Verme...
Sırtüstü
yüzülmesi gereken yarışı; bazı açıkgözlerin son metrelere kadar serbest
yüzerek gelmeleri, Ata’nın; “Türk milleti zekidir!..” özdeyişini
çağrıştırıyordu(!)
Yüzme finişinin iskeleye değerek yapılması çok
dahice bir buluş.Kimin birinci geldiğini görebilmek için;
protokoldakiler, zorunlu olarak her an serinleyebilirdi. Uzaklıklar
nasıl da göreceliydi öyle. 100 metre startı diye anons edilen yerden,
birkaç dakika sonra 50 metre yarışı başlatıldı!..
Yüzme yarışına
katılan bayan sporculardan bazılarının ful makyajla gelmeleri, bu yarış
ve seyircilerine verdikleri önemin açık bir belirtisiydi. 100 Metre
Serbest startı da ayrı bir alemdi. Tekne tam dönmeden suya atlayıp,
yolun dörtte birine varanlar oldu. Bunlar eminim, otomobil kullanırken;
dar yollarda üçüncü şeritten araç sollayanlardır.
Ya ödül töreni taarruzuna ne demeli?...
Dereceye
girenler, hakem heyetinin önünde suları damlayarak bekleşip; uygun
bulunan armağanları aldılar. Ancak sunucunun mikrofon hasreti kulağımıza
pahalıya mal oldu. Hoparlörün yakınına düşmüş bahtsızlar olarak, önce
İstiklal Marşı’nın enfes yorumuyla kulak zarımız inledi.;
Ardından,
Tekneler dışarı!..; Çekilin bakiim çocuklar!..; halat topla
diyorum!...; gibi komutlarla, askerlik anılarımızı tazeledik.
Şaka
bir yana, aktivitelerden zamanın nasıl geçtiğini anlayamadık. Yağlı
kazık finalini seyretme hayalim, kızımın “Çişim geldi baba!..”
cümlesiyle sona erdi. Seneye yine iskelede olacağız.
Tunç Müstecaplıoğlu
03/07/1993