Alanya’da sportif bir ortam senenin birkaç günüyle sınırlı olduğundan,
biz de dükkanımıza sık sık pencereler açıyoruz. İşte onlardan biri;
Damlataş’taki arsız timsahların oluşturduğu sorun..
Sıcaklardan üşenip pek denize gitmeyip, ya evde duşta serinleyip, ya da
Kaptan Otel’in tertemiz havuzuna girdiğimden; Damlataş kaosunu
unutmuşuz.
Geçtiğimiz günlerde, Avusturya’da yaşayan bir
akrabamız, Alanya’ya tatile geldi. Ve her gelişinin ilk günlerinde
olduğu gibi; “Canım memleketim, canım insanlarım, canım denizim”
havasında olduğundan, onu duş ya da havuz seçenekleri ile
yetindiremedik. Damlataş’ın yolunu tuttuk.
ALTİD’in plajları
denetim altına alması, gerek seyyar satıcılar, gerekse kumsalın
temizliği açısından çok önemli yollar aldırmış. Onca kalabalıkta bile,
belirli bir oto kontrolü sezebiliyorsunuz. Gel gelelim plaj TİMSAH
kaynıyor(!).
Nehirlerde, o sivri burunlarıyla, avlarına nasıl
farkettirmeden hızla yaklaştıklarını seyretmişsinizdir. Bizim yerli
kumsal sapıkları, işte aynı o timsahlara benziyorlar. Sahil boyunca,
ortalama her kadının nöbetçi bir timsahı var.
Bu rakamlara,
şişirilmiş horoz gibi kumsal da bir o yana bir bu yana gezinerek;
bronzlaşmış kaslarını sergileyen fetişistler ve yolunu yordamını bilerek
arkadaşlık başlatabilenleri doğal olarak dahil etmiyoruz. Bizim
timsahlar, genelde güneşlenen kadınların bir metre kadar yakınına
yaklaşıp, denize arkasını verip yüzükoyun yatarak, onlara boş bakışlarla
bakan, ümitsiz vakalar.
Ara sıra, anlamsız mırıltılarla laf bile
atabilen zekileri yok değil ancak, genelde ritmik devinmelerle, kumları
deforme etmekte spastik krokodillerimiz.
Değerli kumsal timsahı kardeşim;
Her
ne kadar birçok yalnız hanım, yeni arkadaşlıklar kurmak amacıyla
buralara kadar geliyorsa da, sen bu tarzınla, daha yıllarca kumları tek
başına oymayı sürdürürsün.
Bazen rotayı kaçırıp, aynı dili konuştuğun
kadınlara da denk gelebiliyorsun. Onlar da nereden geldiğini
şaşırtabiliyor sana. Ama sen, artık fırça arsızı olduğundan, yılışık bir
gülümsemeyle suda bekleşen diğer timsah kardeşlerinin yanına dönerek,
yeni bir av arıyorsun gözlerinle.
Oysa eminim ki, diğer
plajlardan birinde denize giren bir yakınına başka bir timsah yaklaşsa,
sen de pek hoşnut olmazsın. Sevimli keçilerle flört ederek, iyice sapık
durumuna da düşmemelisin sevgili timsah kardeşim;
Hoş sen gazete
de pek okumazsın ama; denk gelirsen, sana hoşlandığın bir kadının
ayaklarının dibine yatarak onu tedirgin etmek yerine, onun yanına
yaklaşarak birde “HELLO” diyerek şansını denemeni öneririm.
Tunç Müstecaplıoğlu
03/09/1994