Geçtiğimiz günlerde TUİ, neredeyse tüm kurmaylarıyla Antalya’daydı. Olimpiyatlar gibi, dört yılda bir turizmin başkentine gelmeleri bence hayli hayra alamet idi.
Alt tarafı bir tur operatörü gelmiş, nedir bunun abartılacak yanı diyenler varsa TUİ dünyasına bir göz atsınlar derim.
Holding,
yıllık 12.7 milyar € cirosu ile dünyanın bir numarası. Bu rakam,
Türkiye’nin toplam turizm cirosunun yaklaşık iki katı anlamına da
geliyor.
TUİ’yi, Thomas Cook(7.2), My Travel(6.1), Rewe(4.1),
First Choice(3.3) ve Kuoni(2.2) izliyor. “Otellerinizin
güvenilir,istikrarlı partneriyim” diye kendini tanımlayan TUİ, % 89 gibi
bir tanınma oranıyla Mercedes’in ardından 2. en tanınan Alman firması
ünvanını da taşıyor.
Şirketin kendisine ait 100 uçağı, toplam
150.000 yatak kapasiteli 290 oteli, 3.600 seyahat bürosu, 32 incoming
acentesi var. Tam 51.000 çalışanı ile bu dev organizma, Avrupa’nın
çeşitli ülkelerinde yaşayan 18 milyon turisti, dünyanın çeşitli
yerlerine seyahat ettiriyor.
Her şey dahili hayli abartmışlar.
Yolcularının park ücretlerini, hatta tren biletlerini bile
karşılıyorlar. Uçakları, otobüsleri, rehberlerin giysileri; hepsi açık
mavi ve kırmızı renklerinden oluşuyor. Yakında Alman Demiryollarını ( DB
) da satın alıp, trenleri de bu renklere boyarlarsa şaşırmayacağım.
Markalaşmayla, tekelleşme arası bir durum anlayacağınız.
TÜRKİYE’DE TATİL Mİ? ASLA, DÜŞÜNMEM BİLE!!
1960’lı
yıllarda, Türkiye’de tatili tek tük entelektüel maceraperest dışında
düşünmüyordu Avrupalılar. Zaten o yıllarda, dişlerini fırçalamak gibi
bir alışkanlık da değildi bir Avrupalı için tatil.
1967 yılında 2.213 yolcusu gelmiş TUİ’nin Türkiye’ye. Bu rakam
2003’de
1.100.000’e çıkınca, topluca geldi holdingin Avrupa’da bile zor
erişilen seçkinleri Antalya’ya. Başkan Dr. Frenzel, genel müdür Dr.
Böttcher, yönetim kurulu üyesi Dr. Engelen aramızdaydılar. Bu kadar
doktoru duyan, yine Gloria’da tıp kongresi mi var acaba diye düşünmüş
olabilir. Oysa beyler turizmin doktorlarıydılar.
Kurumsallaşmaları
da hayli fiyakalı. Bizler tur operatörü deyince firmaları kişilerle
özdeşleştirip, sade işleri severiz. Vural bey, Talha bey, Mehmet bey
tanıdığımız aktörlerdir. Elimize(300 kadar izleyicisi vardı 100
dakikalık sunumun) 25 kişilik bir liste verdiler. Hepsi üst düzey
yönetici, hepsi de erkek. Demek ki Avrupa’da da bir erkek egemenliği söz
konusu. Kartvizitleri de hayli karmaşık. Ticari Strateji Müdürü, Kuzey
Afrika Ürün Yönetim Müdürü, Portföy Yönetim Direktörü, Holding
Geliştirme Direktörü. Holding, 51.000 kişiyi yöneteceğinden, bir de
İletişim Yöneticileri var.
PASKALYA DA GEÇTİ ENİŞTEM BENİ NİYE ÖPTÜ ?
Diye
düşünenler olabilir toplantının başlarında. TUİ ’nin 2004 yılında tüm
pazarlardaki büyüme tahmini % 5 civarlarında. Oysa Türkiye’ye gelen
yolcu sayısı 2003’de % 16.5 oranında artmış. Bu yılki artış beklentisi
ise % 19 dolaylarında. Tuhaf enflasyon rakamlarına alışık bizler için bu
artışlar önemsiz gibi gözükse de, yaprak kımıldamayan Almanya için
müthiş artışlar bunlar. “Bu Türklere neler oluyor oralarda acaba?” diye
merak edip atlayıp gelmişler Antalya’ya.
MARS’DAN DA TURİST BEKLİYORUZ ARTIK!!
Antalya
valisi Alaaddin bey, TUİ yetkilileri bizleri bolca övünce, sıra
kendisine geldiğinde böyle bir sipariş verdi kendilerine. Holding bu yıl
Rusya’dan, seneye de Çin’den turist getirecekmiş memlekete. Başımızın
üzerinde yerleri var.
Vali bey, TUİ yöneticilerine başarımızın
sırlarını şöyle anlattı: “Dünyanın en kaliteli tesislerini kahraman,
azimli Türk işadamları Antalya’da yaptı. Bize yatırım yapan kazanır.
Turizme Antalya ahlakını kazandıracağız. Kimse Türkiye’yi göz ardı
etmesin. Alemin kralı, cebinde parası olan tüketicidir.”
Adamlara nasıl çevrildi bunlar bilemiyorum ama bayağı alkışladılar.
Vali
bey daha sonra, bir türlü alternatifi bulunamayan geleneksel
armağanımız, “kırmızı kadife kutu içinde dik duramayan pirinçten
plaketi” TUİ’nin başkanına hediye etti.
BAŞHEKİM OLMADI SIRA İŞADAMINDA..
Vali
beyden önce kürsüye gelen Menderes Türel, bir Avrupalı gibi konuştu.
Anlattıkları aslında hem TUİ’nin hem de diğer tur operatörlerinin
yıllardır bölgeden beklentilerini özetliyordu:
“Kaliteli turizm,
aktif pazarlama, sürdürülebilir büyüme, suyu temiz bir deniz, 3. yaş
turizmi, Dubai gibi alışveriş merkezleri, kongre salonları, temalı
parklar, kültür ve sanat merkezleri, gelenekselin korunması, deniz
oteli, deniz akvaryumu” gibi yükselen hangi trend varsa, yapmayı
planladıkları olarak sıraladı başkan. Kulağımızın pası silindi. Vaat
ettiklerinin yarısını gerçekleştirirse, Antalya çağdaş rakiplerinin
başına daha bir bela olur.
ÜÇÜNCÜ SIRAYA ÇIKTIK
Türkiye,
TUİ misafirleri için 1990 yılında tercih sıralamasında 7. sırada iken
2003 yılında 3. sıraya yerleşmiş. Avrupalılar İspanya’yı tek bir ürün
olarak görmüyorlar. Kanarya Adaları, Balear adaları(Mayorka, Menorka,
İbiza) ve kıta İspanya’sı diye üçe ayırıyorlar. 2004 yılındaki
tahminleri; Türkiye’nin bu adaların ardından 3. sıraya yerleşmesi.
HEY GİDİ GÜNLER HEY..
1974
Kıbrıs harekatı sonrasında hem Kıbrıs hem de Türkiye ambargoya
uğramıştı. Turizm de bundan nasibini almıştı. Bize göre barış amaçlı
yapılan harekatı Avrupa, adanın Türk ordusu tarafından istilası olarak
algılamıştı. Kıbrıs bu nedenle 30 yıldır Avrupa’nın hızla gelişen turizm
pastasından pay alamıyor. Yasaklara uymamayı seven Ruslar bile
gitmiyorlar Ada’ya.
1984 yılında TUİ’nin ilk charter seferi
Antalya’ya indiğinde, herkes çocuklar gibi sevinmişti. O yıllarda 25.000
dolaylarında yatak kapasitesi vardı Antalya’nın. Arz bugün 450.000’lere
dayandı. TUİ de hızlandı haliyle. Artık, Avrupa’nın 18 farklı
şehrinden, hem de her gün uçuyorlar Antalya’ya.
BU KALİTE VE FİYAT DENGESİ NEYİN NESİDİR?
Sıkça
duyduğumuz bu yeni çağ Alman özdeyişi aslında şu anlama geliyor:
“Ülkenizde geçirdiğimiz tatilin karşılığında iyi bir hizmet alıyoruz. Bu
fiyata bu servis bir başka Akdeniz ülkesinde hayal bile edilemez!”
Avrupa çıkışlı bir haftalık bir seyahatin ülkelere göre kıyaslaması da şöyle:
1. Kanarya Adaları 823 €
2. Yunanistan 747 €
3. Portekiz 700 €
4. Mısır 665 €
5. Türkiye 619 €
6.Bulgaristan 590 €
7. İspanya 581 €
8. Tunus 568 €
9. Balear Adaları 528 €
YAŞASIN AİLELER VE HERŞEY DAHİL SİSTEMİ
Karaipler’in,
“Sandals” otel zincirinin bir icadı olan HD, ülkemize Magic Life
önderliğinde bulaştı. İyi de oldu. Öncü olmamasına rağmen ülkemiz, bu
yeni sisteme hızla ayak uydurarak en fazla yararlanan destinasyon haline
geldi.
Bu sistem en çok ailelere cazip geldiğinden Türkiye, hem
ailelerin tercih ettiği , hem de HD’yi en iyi uygulayan ülkeler
sıralamasında bir numara. Bu kategoride bizi, Mısır, Tunus ve
Bulgaristan izliyor. Misafir memnuniyetinde de Akdeniz’de elimize su
dökebilen yok!
TUİ temsilcilerinin Antalya’yı anlatımlarından çok
etkilendim. Hani burada yaşamasaydım, yarın uçağa atlayıp Antalya’ya
gidebilirdim. Ne diyelim. Şımarmadan yola devam..
Tunç Müstecaplıoğlu
21.04.2004