"Her koyun kendi bacağından asılır" özdeyişini bir miktar vahşi bulsam da bir hayli gerçeklik payı vardır. Evet, kendi kordonlarını kendileri kesmeli tüm bölgeler. O nedenle de, bölgesel turizm derneklerinin önemi, değeri bir kere daha anlaşılıyor.
Hiçbir turizmci (buna tanıtım da dahil) devletten fazlaca bir şey beklememeli.
Devlet
hantaldır, bazı istisna dönemler dışında, işten anlamayan adamları
görevlendirir, onlar da turizm dinamiklerini öğrenen kadar, ya başka bir
bakanlığa yollanır ya da doğrudan politika sahnesinde buharlaşırlar.
Çok yıllar önce, katıldığım ilk turizm fuarında Andalucia diye devasa bir bölüm görmüştüm.
"Yahu
ne çok ülke varmış meğerse, hiç duymamışım böyle bir ülkenin varlığını,
hay benim coğrafyama" diye kendime kızarken, meğerse burasının
İspanya’ya bağlı Endülüs bölgesi olduğunu öğrendim.
İspanya’ya 2017 yılında 82 milyon turist gitti.
İspanya’nın bir çok cazip avantajının yanı sıra, bölgesel tanıtım politikaları da çok başarılı.
Alanya, Side, Antalya, Belek, Lara, Kemer, Tekirova ve diğerleri tanıtılıyor ama çok cılız.
Devlet,
yolları, alt yapıyı sağlar, yatırımları destekler, para piyasalarını
kontrol eder (bu bölümde gülmek yok ama) en önemlisi de ülkenin imajını
sağlam tutar ve güvenliği sağlar.
Eh bir de turizm fuarlarında görsel
kalitesi yüksek standlar kiralayıp, güzel ikramlarda bulunup, varlığını
hissettirirse de tadından yenmez tabi..
Otelcilik özelinden
bahsedecek olursak, her otelci kendi misafiri ile iletişimini
kaybetmeden onu ve misafirinin çevresindekileri kaybetmemek ve
yenilerini kazanmaktan yükümlüdür.
Uzaktan bakınca, 800 küsur otelli Antalya’da ortalık bir cadı kazanına benziyor.
Tur operatörleri yıl bazında hala otellere oranla güçlü taraf.
Ellerini öpene verirler şu sıralar yolcularını istedikleri fiyatlardan.
800 otel arasında farklılık yaratmak, istediğin fiyatlardan satmak, hizmet kalitesini yüksek tutmak da bir hayli zor.
Bu arada; hem misafiri, hem patronu, hem de çalışanı dengeli bir şekilde mutlu etmek de ip cambazlığından hallice.
Siz iyisi mi, onca riske girerek dünyanın öbür uçlarından misafir getirmeye çalışan operatörlerle iletişiminizi sağlam tutun.
Sosyal medya aracılığı ile de tüm misafirlerinizle iletişiminizi pekiştirin.
Onlara
yenilediğiniz bir barınızdan, yeni doğum yapmış tavşanınıza kadar
görsel bilgiler aktarın, 800 otel arasında hatırda kalmaya çalışın.
Fuarlara katılıp boy göstermek göreceli yararlar sağlıyor sadece, kendi aramızda hasret gideriyoruz genelde, hepsi o kadar.
Bir
çok oteli olan bir arkadaşıma, neden fuarlarda pek gözükmediğini
sorduğumda şöyle demişti bana; "ben otelime gelen misafirlerime
yoğunlaşıp onları mutlu ediyorum, bundan daha iyi bir tanıtım yolu da
tanımam"..
Yazının özü; devletten tanıtım adına fazla bir şey beklemeyin, paçalarınızı sıvayıp işe bizzat girişin.
Tunç Müstecaplıoğlu
01.09.2018