Geçtiğimiz günlerde, Sheraton Voyager Oteli’nde Flamenko rüzgarlar esti. Antalya, kış aylarının hüzünlü Alanya’sının yanında, Broadway gibi canlı bir sanat metropolü sanki. Sinema, tiyatro, konser gibi etkinlikler günlük yaşamın bir parçası gibi. Nitekim, bazı konserlerde, iki otobüs dolusu Alanya yaşayanını görmek mümkün. Alanya’nın monoton yaşamından sıkılanlar, tehlikelerle dolu, tek alternatifli karayolunda gece dönüşünü de göze alarak, sık sık Antalyaya’ya gidiyorlar.
Organizatörleri, Flamenko’nun tanıtımını biraz aceleye getirdiklerinden,
bu kez Alanya’dan kimse yoktu. Göremeyenler güzel bir gösteri
kaçırdılar. Flamenko kültürü, İspanyol yönetmen Carlos Saura’nın Carmen
filmiyle ve ünlü İspanyol dansçı Christina Hoyos’un TV görüntüleri ile
sınırlı olan bizler, çok etkilendik haliyle. İkisi hanım beş dansçıdan
oluşan “Grupo Zambra’nın sadece bir elemanı enstrüman çalıyordu.
Diğerleri mi?
Onlar,
vücudumuzun bildiğimiz organlarını bilmediğimiz bir biçimde kullanarak,
bizi adeta uçurdular. Topuklarıyla ahşap zemini adeta dövdüler;
istiridye formundaki tahta kaşıkları şaklattılar, ellerini çırptılar ve
yanık sesleriyle izleyicileri Endülüs’e götürdüler.
Hiç
anlayamadığımız bir dili dinlerken hüzünlendik, ürperdik, coştuk.
Topuklarıyla solo çeken grup, izleyicilerden büyük alkış aldı.
Çıktığımızda Antep Halk Dasları’na oranla, bu Sevilla Halk Dansları’ndan
niye daha çok etkilendim diye düşündüm. Acaba genlerimde hala Endülüs
Emevileri’nin kanı mı vardı?..
Kısaca, güzel bir gece geçirdik.
Ertesi akşam Alanya hiç çekilmedi haliyle. Makber şarkısındaki gibi;
“Her yer karanlık”tı Düşünün ki, Alanya’nın en aydınlık yeri şu anda;
Kayhan Kırtasiye. Herkese inat, pırıl pırıl ışıkları ile en karamsar
insanlara bile yeni, umut dolu bir yılı müjdeliyor sanki.
Şehrimizin
diğer aydınlık cazibe merkezi ise; uluslararası köfte ekmek zincirleri
Mc Donalds ve Burgerking. Oniki ayın sultanını da idrak ettik!.. Şehrin
bu cazibesine şimdi bir de, akşamüstleri, karnı zil çalan iftarlık
şoförler eklenecek. Deymeyin keyfimize(!)... Cümlemize sabırlar dilerim.
Yar bana bir eğlence..
Tunç Müstecaplıoğlu
02 / 12 / 1999