Sizi bilmem ama şu sıralar kafam, Covid 19 haberleri okumaktan bulaşık teline döndü. Ellerim ise her an yıkanmaktan, derede evin tüm çamaşırını yıkayan bir köylü kadını kıvamında. Hepimiz birbirimize aynı soruları sorup, benzer cevaplarla umutlanıyor ya da endişeleniyoruz. İşte ben de şu sıralar merak ettiğim konuları araştırıp, aldığım notları da sizlerle paylaşıyorum.
Corona günlerinde, tarihin kara sayfalarına geçecek bir sapığı anlatmak istiyorum size. 2008 yılında duymuştuk adını, sonra da unuttuk bir çoğumuz. Geçenlerde aklıma geldi bu iblis ve eski gazete sayfalarından araştırdım biraz. Josef’in yaşam öyküsünden ileride bir film ya da dizi çekileceğini tahmin ediyorum.
Valencia, I found my love in Porto Fino, New York şarkıları o şehirlerin tanınırlığının artmasına olumlu katkılarda bulunmuştur.
MFÖ’nün Bodrum şarkısı da Muğla’nın bu şanslı ilçesine ilaç gibi gelmişti.
“Bir yarışın bitimine geldiğinizde, bir başka yarışın başladığını görüyorsunuz”.
Marilyn Monroe söylemiş galiba bu sözleri.
Sarışınlarla ilgili salak yakıştırmalarını oldum olası sevmemişimdir zaten.
Bu kez yolum İrlanda’ya düştü. Hani şu Serbest olanına. Yani, 800 sene zorunlu beraberlikten sonra, 1923 yılında paçasını İngiltere’den kurtarmış olan İrlanda Cumhuriyeti’ne. İrlanda Cumhuriyet Ordusu (IRA) ile tanınan ve başkenti Belfast olan Kuzey İrlanda oluyor. Kuzeylileri Protestan, Serbest olanları ise Katolik.
Alanya’da güzel bir toplantı gerçekleşti. Çok fonksiyonel olacağına inandığım Akdeniz Kültürleri Araştırma Derneği,\n doğumunu bu güzel organizasyonla müjdeledi. Değerli konuklarımız vardı.\n Güzel bir Türkçe ile,40 yıl önceki Alanya’yı anlattılar. Kibar üslupla \nAlanya’nın mevcut konumunu değerlendirdiler.
Kültürü, sanat tarihi, mimarisi, insan ilişkileri ve daha bir çok yönüyle kendimiz çok yakın hissettiğim Rusya’nın; yalnızca gazetelerden okuduğum ve aslında zaman zaman teğet geçecek kadar yakınlaşmak zorunda kaldığım karanlık dünyasıyla, 10 Eylül sabahında, emrivaki olarak tanıştım.