“Elin şanslı Bedevisi, bunlar petrol sayesinde zengin olmuşlar ama kültürleri yok” gibi lafları siz de sıkça duymuşsunuzdur. Körfez Ülkeleri (Suudi Arabistan, Katar, Kuveyt, Bahreyn, Umman ve Birleşi Arap Emirlikleri) arasında yıldızı hızla parlayan bu başarılı ülkeyi, böylesi küçümseyici ifadelerle eleştirmek için ancak, oralara hiç gitmemiş, bu ülkeyi hiç araştırmamış olmak gerekir.
Tunç Bey, uzun zamandır Umman’dasınız? Yurt dışında yönetici olmanın tarifini yapar mısınız?
Umman’da çalışmaya başlayalı neredeyse 4 yıl oldu. Umman öncesinde de tamı tamına 3 yıl Mısır’da çalışmıştım. Yurt dışında yönetici olmak, ülkeden ülkeye, firmadan firmaya farklılık gösterir. Ben Umman’da Orascom’da çalışmaktan mutluyum, belki bir başkası aynı koşullarda Umman’da ya da bir başka ülkede çalışmaktan mutlu olmayabilir.
Geçtiğimiz günlerde, dünyada en çok seyahat satın alan ülkelerin başını çeken Almanya’nın başkenti Berlin’de bir turizm fuarı vardı. ITB’nin açılımı, uluslararası turizm borsası anlamına gelir.
Bundan 20–25 yıl kadar önce, İstanbul’da aynı kulüpte tenis oynadığımız bir arkadaşım ilginç bir öneri ile gelmişti.
Kendisi oyuncak ithalatçısı olan Ekrem Aksoy, benimle birlikte kayak malzemeleri ithal etmek istediğini söyledi.
İthalattan anlayan o, kayaktan anlayan ben, bir de uluslararası arenada iş bağlantıları ve finans konularında uzman Savaş Manço.
Her yıl arkadaşlarla birlikte, birkaç günlüğüne de olsa kayak tatiline gitmeye çalışıyorum.
Annemin turizm şirketi faalken, ben kayak federasyonunda görev yaparken, yılda kırk günümü dağlarda geçirdiğim olurdu.
Hiç sevmem doktora gitmeyi hiç.. Hem kim sever ki zaten. Betonun üzerinde haftada yirmi saate varan maçlar sonunda dizlerimde ağrılar başladı.
Antalya’da artık bu mümkün.
Hem de havalimanına sadece 38 kilometre uzaklıkta.
Biraz kuş gribini karikatür krizini unutup bana kulak vermeye çalışır mısınız?
“başımıza daha neler gelecek? at kızamığı mı, İspanyol hıçkırığı mı, yoksa koyun menapozu mu?” diye boşuna tahmin yürütmeye çalışmayın.