Eşimle ikimiz, 2012-2015 yılları arasında yaşadığımız Mısır’ı bir hayli özlemişiz.
O nedenle de Haziran ayında, bir haftalık tatilimizi Hurgada’da değerlendirmeye karar verdik.
Gündem hakkında bir şeyler yazana kadar bile gündem değişebiliyor.
Herhangi bir nedenle, her gün, en az bir kadını öldüren bir ülkeyiz.
Kimi ayrılmayı içine sindiremediği için öldürüyor, kimi de PKK’lı sanıp çaycının masum kızını hiç utanmadan katlediyor.
Ve biz de bu arada turizm yapmayı düşlüyoruz.
Corona günlerinde, tarihin kara sayfalarına geçecek bir sapığı anlatmak istiyorum size. 2008 yılında duymuştuk adını, sonra da unuttuk bir çoğumuz. Geçenlerde aklıma geldi bu iblis ve eski gazete sayfalarından araştırdım biraz. Josef’in yaşam öyküsünden ileride bir film ya da dizi çekileceğini tahmin ediyorum.
Yok yok döviz artışı felaketinden filan bahsetmeyeceğim. Adı konmamış % 40 devalüasyon falan da muhtemelen dış mihrakların bir oyunudur yine bize. Her yanı güllük gülistanlık ülkemizi kıskanıyorlardır elbette.
Ben de merak eder dururdum. Aman botoksla karışmasın, ortada bir yılan zehiri, Seda Sayan dudakları falan yok. Aslında buna, bir tür vücudumuza çeşitli zamanlarda aldığımız zehirlerden arınma terapisi de denebilir.
Bayramda tatile gitme fikri iyi de, onca hayvanın yanıbaşımızda boğazlanma fikri de çok fena bir duygu be canım. Hayatı boyunca bir tavuk bile boğazlamamış bizim gibi şehir çocukları için, bir hayvanın kurban edilme olgusu, hangi yaşa gelinirse gelinsin pek algılanamıyor.
Hani geçenlerde yazmıştım, Istanbul’da tenis oynamaya hasret kaldım diye.
Tam onun üzerine bir yerde bir ilan gördüm.
1. Türkiye Plaj Tenisi Turnuvası başlıyor diye.
Semt Pazarları bir ülkenin aynası gibidir.
Gittiğim her yerde ziyaret etmeye çalışırım.
Allanıp pullanmadan sunulan bir kültür ve insan mozağidir adeta.
Aysel hanımın torunu olunca bundan birkaç yıl önce bir gün yolumuzun onun küçük kızı Mehtap'ın evinde kesişti.
Mehtap'ın evine ilk gidişimdi.
Teşkiye'deki bu sempatik eve girer girmez, kendimi sanki her gün uğradığım çok yakın bir arkadaşımın evindeki sıcaklığın içinde buluverdim.
Mehtap beni annesiyle tanıştırdı.