Biliyorum konu biraz tatsız, ama ölüyor bizim cins sonunda bir şekilde işte. "Kaç yıl daha yaşarız, sonumuz nasıl olur acaba" diye düşünmeyenimiz yoktur sanırım. Nasıl ve ne zaman öleceğimizi hep merak eder, hem de bilmek istemeyiz değil mi?
Hikayeyi tekrar edeyim sana
Gayret gayret hatırlasana
İlk görüştük senle biz Moda’da
Moda Moda Moda yolunda
Daha önce görmediğimiz bir şehri ilk ziyaretimizde edineceğimiz izlenim, beklenti ve önyargılarımızla da doğru orantılıdır.
Oraya giderkenki duygularımız, gittiğimiz zaman dilimindeki yaşımız, o ülkenin mevcut siyasi konumu, o şehre bakışımızı etkileyen faktörlerdendir.
Diye tanıtıyorlar kendilerini çeşitli reklamlarında Hintliler.
İnanılmaz, muhteşem, akıl almaz, harika gibi anlamları var incredible’ın.
Henüz sadece iki şehrini görmeme rağmen, bu tanımlar pek de sırıtmıyor bu ülkede.
NELERE GÜLERSİNİZ?
Mizah konusu açılınca ben de bu konu hakkında bir şeyler yazmak istedim.
Yıllar içinde sinema ve tiyatroda giderek seçici olmaya başladım her nedense.
Beni korkutan, iğrendiren, geren, gösterilerden kaçar oldum.
Dolayısıyla, yıllar içinde giderek daraldı seyredeceklerim.
Babamdan otuz beş sene sonra ben de, 1991 yılında baba oldum.
Kızımı ilk kucağıma aldığımdaki duygularımı tarif etmekte hala zorlanırım.
Mutluluk, endişe, gurur, coşku, huzur bunlardan ilk aklıma gelenler..
Föniks diye okunan ve bizde adına Anka denen bu mitolojik kuş ile başlayayım dedim yazıma.
Hani şu küllerinden dirilen..
25 yıl önce Antalya’da kurulan ATİK, yani Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü, 2008 yazına kadar benim için ara sıra o güzel bahçesinde tenis turnuvalarına katıldığım herhangi bir dernekti.
Nasıl da sıkılırdım çocukken babam yanına oturtup dinletmeye çalıştıkça.
Gıy gıy da gıy gıy gibi gelirdi inleyen keman nameleri kulağıma.
Zorla balık yağı içiriliyor gibi olurdum.
Mustafa filmini çekene kadar ocağımıza yeterince incir dikmiştin zaten.
Zerafet, hoşgörü, sevecenlik, şiir kıvamında yazıların ve belgesel filmlerin ile kadınlarımızı isyan kıvamına getirmiştin.