Tunç Müstecaplıoğlu
  • ANA SAYFA
  • TUNÇ M.
  • YAZILARI
  • KİTAPLARI
  • FOTOĞRAF ALBÜMÜ
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM
  • ANA SAYFA
  • TUNÇ M.
  • YAZILARI
    • FİLLER DİYARI BOTSVANA
    • BİR KİTAP DAHA YUMURTLADIM…
    • BİZ SANA DOYAMADIK BE DÜNYA…
    • Güneşime gölge etme...
    • PİLAV ÜSTÜ TURİZM GÜNDEMİ
    • SİZE BİRAZ RUANDA’YI ANLATAYIM MI?
    • TÜRKİYE’DEKİ DENEYİMİNİ YURTDIŞINA TAŞIDI
    • DEVELERİ BİR EVCİL HAYVAN GİBİ SEVECEĞİM HİÇ AKLIMA GELMEZDİ
    • HASTANE Mİ İŞLETİYORUZ YOKSA BİR OTEL Mİ?
    • AMERİKA'YI NASIL BİLİRSİNİZ?
    • MASKELİ BALO
    • BANA SADRAZAMINI SÖYLE..
    • OSMANLININ KARANLIK YÜZÜ
    • DUBAİ DUBAİ DİYORLAR DA..
    • JOSEF FRITZL'I TANIR MISINIZ?
    • NASIL ÖLMEK İSTERDİNİZ
    • UMMAN DA CORONA'DAN ETKİLENDİ
    • ORASCOM HOTELS-UMMAN, LİBERTY HOTELS LYKİA EL ELE
    • NEPAL, NE DE GÖRKEMLİ BİR ÜLKEYMİŞSİN SEN BÖYLE..
    • AUSCHWİTZ-BİRKENAU TOPLAMA KAMPLARI
    • BOĞAZDA YÜZMEK
    • GM RÖPORTAJ 07.2019
    • BANA EĞLENCE PROGRAMINI SÖYLE SANA..
    • TÜRKİYE NASIL DAHA İYİ TANITILIR
    • BİR KASIRGA GEÇTİ ÜSTÜMÜZDEN
    • DAHA NELER GELECEK BAŞIMIZA BAKALIM
    • MADAGASKAR'I TANIR MISINIZ?
    • KİBAR İNSANLAR DİYARI JAPONYA
    • OKTOBERFEST KADAR PAMUK DÜSSÜN KAFANIZA
    • BU DETOKS DA NE YA?
    • BİR MODALI ÖLDÜ DİYELER
    • ÜSTÜME GELMEYİN DİYETTEYİM..
    • TURİZM YAŞAMIN TA KENDİSİDİR
    • TENİS ANA KARNINDA ÖĞRENİLEBİLİR Mİ?
    • ANTALYA'DA TURİZMİN VE ÇELEBİ'NİN GELİŞİMİ
    • TENİS ÜZERİNE AFORİZMALAR
    • BİR ACAYİP BAYRAM BU BAYRAM
    • MODA YOLUNDA
    • BEN NE Mİ ANLADIM ŞİMDİ ŞU NEWYORK’TAN
    • PLAJDA TENİS Mİ?
    • İSTANBUL’DA TENİS OYNAMAK MI DEDİNİZ
    • YIKIN HEYKELLERİMİ..
    • BABAMDAN NELER ÖĞRENDİM..
    • SPOR SALONUNA GİDER MİSİNİZ
    • INCREDIBLE INDIA
    • NEE KAMBOÇYA’DA MISIN, ORASI DA NEREDEYDİ?
    • OLSAK OLSAK DA, NASIL BİR TAKIM OLSAK..
    • BEN NELERE GÜLERİM BİLİYOR MUSUNUZ?
    • GÖZYAŞLARI VE YAĞMUR..
    • SEVGİLİ K. ATATÜRK
    • VEDA MI DEDİNİZ?
    • SAVAŞ MANÇO İLE ÜÇ GÜN
    • VOLEYBOLDA BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
    • TENİSÇİNİN TENİSÇİDEN BAŞKA DOSTU YOKTUR...
    • DON JUAN MISINIZ YOKSA KAZANOVA MI?
    • NASIL BİR DUYGUDUR BABA OLMAK ?
    • TENİSTE BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ ?
    • UFUK PARLAKDAĞ DA GÖZALTINA ALINDI..
    • BURSA SADECE ULUDAĞ DEMEK DEĞİLDİR..
    • PHOENIX ARTIK HAVALANMAYA HAZIR..
    • ANTALYA’DA TENİS VE ATİK..
    • SEN ADAM OLMAZSIN BE ULUDAĞ..
    • DOKTOR DOKTOR BAKSANA..
    • AZİZİM VALENTİN’İM..
    • NASIL DİNLENİR ŞU KLASİK MÜZİK..
    • BİTTİN SEN ARTIK CAN DÜNDAR..
    • PORTAKALI SOYDUM PİYANOMA KOYDUM..
    • ÇARŞAMBAYI PAZAR ALDI..
    • BODRUM BODRUM..
    • ANNE, BU ZIPLAYAN SARI ŞEY DE NE?
    • DANS EDER MİSİNİZ ?
    • ŞU SOKAKLARI BİKİNİLİ KIZLARLA DONATMALI MI DONATMAMALI MI..
    • ANTALYA’NIN DA BİR HYDE PARK’I VAR..
    • NURTOPU GİBİ BİR ASPENDOS’UMUZ DAHA OLDU..
    • GÜLÜMSER MİSİNİZ ?..
    • YAR BİZE DE BİR OLİMPİYAT..
    • PEHLİVAN PEHLİVAN..
    • BÜTÜN KONSERLERİNİ GEZDİM ANTALYA’NIN
    • KÖPÜK PARTİSİ'NDE İNSAN DA MI ÖLÜRMÜŞ..
    • MAMMA MIA GELDİ HOŞGELDİ..
    • AURA’YA GÜLŞEN GELDİ DEDİLER..
    • TARLADA SU KAYAĞI OLUR MU ?
    • HAYDİ BİRAZ DAHA FUTBOL..
    • CAN DÜNDAR MİLLİ TAKIM TEKNİK DİREKTÖRÜ OLSUN..
    • SİGARA İÇMEK YA DA İÇMEMEK..
    • ELİSABETH HURLEY'İ NEDEN REDDETTİM..
    • SEN NEYMİŞSİN BE KUDÜS...
    • SİZE İLHAN ABİ DİYEBİLİR MİYİM?
    • AYSEL GÜREL
    • NEREDEN NEREYE..
    • NEREYE GİTTİN BE KEMAL..
    • KONSTANTİNİYYE’DE MAHKEMEYE ÇIKTIM..
    • MAHMUTLARI GÖRMEDEN ÖLMEMELİ
    • KESTANEYİ ÇİZDİRMEYE AZ KALDI..
    • SANTİAGO-DİNK
    • BEYOĞLU’NDA GEZERİM ÇEVREMİ DE SÜZERİM..
    • SADDAM'IN İDAMININ HATIRLATTIKLARI..
    • MAGANDAM MISIN BENİM ?
    • TURİZMCİ SANATTAN NE KADAR ANLAR ?
    • TAYLAND’I GÖRMEK LAZIMMIŞ..
    • BİZ RUSLARI NİYE SEVDİK
    • BÖYLE BİR COĞRAFYADA UZUN VADELİ TURİZM OLUR MU ?
    • ENİŞTEM BENİ NİYE ÖPTÜ ?
    • NERDESİN IRIS ?
    • ANTALYA’YA CEYLAN İNDİ..
    • MAGRİPLİ ASLINDA FASLI DEMEKTİR..
    • AVUSTURYA SİHİR VE FLÜT DEMEKTİR..
    • GEEEL, TAZE TATİL BİLGİLERİ BUNLAR..
    • DÜŞTÜK YOLLARA MEMLEKETİ TANITIYORUZ..
    • MERHABA ARIKAN BEY..
    • VAY BE 15 YIL MI GEÇMİŞ ?
    • AVRASYA AVRASYA BİZİ ŞAŞIRTMA..
    • LA SUISSE 12 POINTS..
    • TURİZM ZİRVE YAPTI..
    • DIŞIMIZDAKİ İRLANDALILAR..
    • SİZE BİRAZ NORVEÇ’İ ANLATAYIM MI ?
    • SİZCE ALANYA MI ŞANSSIZ, YOKSA YÖNETİCİLERİ Mİ BECERİKSİZ ?..
    • KAN VE TURİZM..
    • TENİS'İN MEKKE'Sİ WIMBLEDON..
    • HAYDİ ARTIK SAHNEYE..
    • KUDÜS YOLCULARIYLA BİR KAÇ GÜN..
    • RUS GELİNCE AŞKA, RUSUN AŞKI BAŞKA..
    • HİSSELİ TURİZM KUMPANYASI..
    • VENİ VİDİ DOLOMİTİ..
    • BİZİ NİYE İSTEMİYON EVROPA ?
    • ANTALYA’DA KIŞ NASIL GEÇER ?..
    • ORDAN TURİST GÖNDER, KALİTELİSİNDEN OLSUN..
    • VAR MI OTELİNİZİN BİR TEMASI ?
    • HAYDİ MAYORKA’YA BİR-İKİ, KALKIYOOR..
    • PATRONLARI KİM EĞİTECEK?
    • BELEK’DE TURİZM DAHA MI İYİ YAPILIYOR ?
    • TANITIM SAVAŞLARI
    • YATSI EZANI ÜSTÜ VİYOLONSEL
    • İSTANBUL WONDERFUL...
    • HOROZUN KAÇTI TUNÇ...
    • TUİ NİYE ANTALYA'YA ÇIKARMA YAPTI ?
    • SİZ HİÇ KİRİL ALFABESİ GÖRDÜNÜZMÜ?
    • BERLİN HALA TURİZMİN BORSASI MI?
    • SHARM EL SHEIKH’İ BİR DE DALAMAYANDAN DİNLER MİSİNİZ ?
    • MISIR’I NASIL BİLİRSİNİZ ?
    • HER ŞEY YİNE GÜZEL OLACAK...
    • NERDEN BAŞLASAM...
    • BANA BİR MASAL ANLATSANA..
    • GİRİT’E HOŞGELDİNİZ
    • BİZ ASLINDA KİMLERDENİZ ?
    • SİZCE ALANYA İYİ TANITILIYOR MU?
    • YABANINDAN DOMUZ SAR USTA...!
    • MEMLEKETTEN İNSAN DİYALOGLARI
    • SAYMADIM KAÇ BAKAN OLDU
    • ORDU LİGHT
    • ALACAKARANLIK KUŞAĞI
    • ALANYA NASIL KURTULUR
    • FUARA KİM, NİYE GİDER?
    • FUARINIZI NASIL ALIRDINIZ ?
    • FLYING DUTCHMAN YİNE GELİYOR
    • EY TELEVİZYON!... ARTIK SANA TESLİMİZ
    • ENDÜLÜS’DE RAKS
    • TURİZMDE ŞİMDİLİK HERŞEY YOLUNDA!..
    • RUSLAR HARİKALAR DİYARINDA..
    • ALAİYE’Yİ DAĞ BİSİKLETLERİ FETHETTİ...
    • BENİ DE TÜRK DOKTORLARINA EMANET EDİN...
    • TO WILLIAM OR NOT TO SHAKESPEARE
    • PAZAR SABAHLARI NASIL UYANMAK İSTERSİNİZ ?
    • ŞU GEMİDE AH BEN DE OLSAYDIM..
    • BEN HALA KORKUYORUM
    • ÇİN’DEN BİLE TURİST GETİRİRİZ EVELALLAH!..
    • DOBRA PAJALOVAT...
    • NE MUTLU TURİSTİM VAR DİYENE..
    • UYANIN VE KENDİNİZE GELİN!..
    • GÜLE GÜLE BARIŞ MANÇO...
    • İSVEÇ’TE BİR KÜRT’LE TANIŞTIM..
    • SAYIN ŞANSAL BÜYÜKA..
    • KASTÜŞKA HASTANESİ
    • N’OLACAK ŞİMDİ BU RUSYA’NIN HALİ ?
    • SİDE’Yİ GÖR, ALANYAYI ÖP BAŞINA KOY!..
    • ALANYA 2025
    • ASLINDA HERŞEY YOLUNDA
    • BELKIS HABERLER'İNDE MOZART'IN RUHUNU ŞAD ETTİK...
    • YİNE Mİ PATLATAMAYACAĞIZ ŞU TURİZMİ..
    • İMDAT!.. DAMLATAŞ’TA TİMSAHLAR VAR..
    • İÇİNDEN TRAMVAY GEÇEN İSTANBUL..
    • İSTANBUL'DA ÖLMEK DE ZOR
    • ŞU KAYAK SPORUNU NE YAPSAK DA PATLATSAK..
    • AIDS ALANYA’DA
    • SEN NEYMİŞSİN BE MENDEBUR SİGARA...
    • ALANYA HALA GÜZEL DERSEM, İNANIR MISINIZ?
    • ANDREAS'A ALANYA’DAN MEKTUP VAR
    • FAYTON TEHLİKESİ
    • GELİYOR DÜĞÜN ALAYI, TIKAYIN KULAKLARI..
    • LET’S TALK ABOUT ALANYASPOR
    • BOĞA GÜREŞİ
    • DENİZ BAYRAMI MEĞER NE HOŞMUŞ..
  • KİTAPLARI
  • FOTOĞRAF ALBÜMÜ
  • VİDEOLAR
  • İLETİŞİM

JOSEF FRITZL'I TANIR MISINIZ?

16.04.2020  — 
 Josef Fritzl

Corona günlerinde, tarihin kara sayfalarına geçecek bir sapığı anlatmak istiyorum size. 2008 yılında duymuştuk adını, sonra da unuttuk bir çoğumuz. Geçenlerde aklıma geldi bu iblis ve eski gazete sayfalarından araştırdım biraz. Josef’in yaşam öyküsünden ileride bir film ya da dizi çekileceğini tahmin ediyorum.

Josef 1935’de Avusturya’da doğmuş.
Viyana’nın 130 km kadar batısında Amstetten’de yaşıyor, elektrik teknisyeni.
1956 yılında bir mutfak çalışanı olan 1939’lu karısı Rosemarie ile evleniyor.
Kendisine ait 5 evi ve bir atölyesi oluyor zaman içinde.
1973-1996 yılları arasında, atölye işlerinin yanısıra pansiyonculuk da yapıyor.
Komşuları tarafından; disiplinli, çalışkan, otoriter ama babacan bir aile babası olarak tanınıyor.
1967’de kayıtlı ilk sapkınlık eylemleri ortaya çıkıyor.
21 ve 24 yaşlarında iki ayrı genç kadına tecavüzden bir süre hapis yatıyor.
Avusturya yasalarına göre 15 yıl sonra sabıkası kayıtlardan siliniyor.
Eşi Rosemarie ona 4’ü kız, 2’si erkek tam 6 çocuk doğuruyor.
1957’li Ulrike, 1960’lı Rosemarie, 1963’lü Harald, 1966’lı Elisabeth, 1971’li Josef ve 1972’li Doris.
Çocuklarının içinde en şanssızı 4. çocuğu Elisabeth.

TRAJEDİ ASLINDA 1977’DE BAŞLIYOR..
Josef, yani öz babası, Elisabeth’e ilk kez 1977’de, Elisabeth henüz 11 yaşındayken tecavüz ediyor.
Elisabeth bunu kimselere anlatamıyor, sıkça evden kaçıyor, hatta bir seferinde Viyana’ya kadar gittiği oluyor.
Her seferinde polis onu bulup evine teslim ediyor.
28 Eylül 1984 tarihinde Josef, daha önceden kusursuzca tasarladığı bir planını gerçekleştiriyor.
Elisabeth’den, ona atölyesinde yardımcı olmasını rica ediyor.
Bodrum katına indiklerinde de ona bir sıvı koklatarak bayıltıp yatağa kelepçeyle bağlıyor.
İşte o gün, Elisabeth’in tam 24 yıl sürecek kabusu başlıyor.
Ertesi gün Josef, kızının bir kez daha kaçtığını polise bildiriyor.
Bir ay sonra da ona zorla yazdırdırıp imzalattığı bir mektubu hem polise hem de karısı Rosemarie’ye gösteriyor.
Elisabeth sözde, bir dini tarikata katılmış, artık orada yaşayacakmış ve kendisini unutmalarını, aramamalarını istiyormuş..
Bir süre arandıktan sonra da konu unutulmaya başlanmış.
Josef kızının zindanını çok iyi tasarlamış.
Onun yaşadığı binaya yaklaşmak bile yasakmış.
Yerin altında, penceresiz, beş küçük odadan oluşan, bir metre yetmiş santim yüksekliğinde, altmış metrekare büyüklükte bir kara zindan.
Bodruma indikten sonra ancak sekiz kapı geçtikten sonra ulaşılan, ana kapısı elektronik kilitli, 500 kilo ağırlığındaki çift kapıdan oluşan bir girişi var.
İçeride çok yüksek desibelli gürültü de yapılsa, binanın önünden geçenin tek bir tını bile duyması olanaksız.
Josef, bölge yönetimine başvurarak bu inşaatları için bedelsiz destek de almış.
Elisabeth yedi ay kadar kelepçeli, yatağa bağlı olarak yaşamış.
Daha sonra Josef, seks sırasında zorluk çıkarıyor diye çözmüş kelepçeyi.
Babası ona kızdığı zamanlar günlerce elektriği kesmiş, sıkça tekmelemiş, dövmüş.
Josef bu binanın yanına bir havuz yaptırmış.
Yukarıda insanlar sevinçle havuza girerken, zaman zaman zindana sular sızmış.
Elisabeth elleriyle fareler yakalamak zorunda kalmış.
Josef 24 yıl içinde zindana ucuz giysiler ve yiyecekler getirmiş.
Elisabeth’i, “kaçmaya çalışırsanız ya kapılara verdiğim elektrik şokundan ya da kapıya dokunulunca devreye giren zehirli gaz nedeniyle ölürsünüz” diye tehdit etmiş.

ÇOCUKLAR/TORUNLAR DÜNYAYA GELMEYE BAŞLIYOR
Elisabeth, 4 yıl yalnız yaşadıktan sonra babasından; dördü erkek, üçü kız, tam yedi çocuk dünyaya getirmiş.
1988’li Kerstin, 1990’lı Stefan, 1992’li Lisa, 1994’lü Monika, 1996’lı erkek ikizler Michael ve Alexander ve 2002’li Felix.
Michael doğduktan bir kaç gün sonra nefes almakta zorlanmış.
Josef onu doktora götürmek yerine ölmesini beklemiş, daha sonra da sobada yakarak yok etmiş.
Elisabeth, yedi doğumu da doğal yöntemlerle, herhangi bir tıbbi yardım almadan yapmış.
Josef, ona doğumda yardımcı olması için bir makas, bir de yere döşek getirmiş.
Çocuklarını büyütmesi için de, 1960’lı yıllardan kalma bir bebek eğitimi kitabı.
Çocuklar doğduktan sonra da onlara televizyon, kanarya, boya kitapları almış.

AŞAĞIDAKİLER-YUKARIDAKİLER
Elisabeth’in çocuklarından, Kerstin, Stefan ve Felix de, seks zindanında güneş yüzü görmeden tutuklu olarak yaşamışlar.
Lisa, Monika ve Alexander’ı ise, Josef zaman içinde onlar daha bebekken yukarıya almış.
Karısını ve komşularını da, “Elisabeth bunları tarikattayken doğurmuş, orada bakmasına izin vermedikleri için de, birer mektupla geceleri bizim kapıya bıraktırmış” diye kandırmış.
Diğer Avrupa ülkelerinde de olduğu gibi, Avusturya’da da sosyal hizmetler bölümü bir hayli aktiftir.
Onlar, bu süre içerisinde altı kez evi ziyaret edip durumu anlamaya çalışmış, ama işin içinden bir türlü çıkamamışlar.

BU BİR HASTALIK MI YOKSA ENFES BİR ŞANS MI?
19 Nisan 2008’de, Elisabeth’in en büyük çocuğu Kerstin çok hastalanmış ve bilincini kaybetmiş.
Elisabeth, Josef’e yalvararak kızının hastaneye götürülmesini sağlamış.
Kerstin hayata döndürülmüş ve Josef’e “bu çocuğun annesi, babası nerede?” diye sorulmuş.
O yine aynı dini tarikat öyküsünü anlatsa da, uyanık bir doktor konuyu polise ve basına iletmiş.
Haber, yerel basının hemen ilgisini çekmiş, gazete ve TV aracılığı ile Elisabeth aranmaya başlanmış.
Haberi Kerstin ve oğlu Stefan TV’den öğrenince Kerstin, Josef’i artık zindandan çıkmaları gerektiğine, çıkınca da ona zarar verecek bir beyanda bulunmayacağının sözünü vererek ikna etmiş.
Artık, 73 yaşına gelen Josef ikna mı olmuş, ya da yıllar içinde o sapık kalbi mi yumuşamış bilinmez, ancak hepsini zindanlarından gün yüzüne çıkarmaya karar vermiş.
Sanki, hepsi dini tarikattan vazgeçip evlerine dönmüşler.
Avusturya polisi, Elisabeth’in önceden ezberletilen ifadesine inanmamış ve onu, “hemen doğruları anlatmazsan, seni çocukları alıkoyma gibi bir çok suçtan hakimin önüne çıkaracağız” diye tehdit etmiş.
Ve Elisabeth, 24 yıllık esaretinin ayrıntılarını tek tek anlatmaya başlamış.
Yaşananlar, babasının bu süre içerisinde kendisine yaklaşık olarak üç bin kez tecavüz etmesi, babasından doğurduğu yedi çocuk haberi, ulusal ve uluslararası kanallarda geniş yer almış.
DNA testleri sonucu, tüm çocukların Josef’ten olduğunu kanıtlamış.
Josef mahkemede, “Elisabeth çok asi bir çocuktu, ona dış dünyadan herhangi bir zarar gelmesin diye hapsettim” gibi palavralar attıysa da mahkeme onu kısa sürede, tecavüz, ensest, hürriyeti alıkoyma, cinayet girişimi suçlarından müebbet hapse mahkum etti.
Mahkemeye giden Elisabeth’i gören Josef hıçkırıklara boğulmuş.

HAYAT DEVAM EDİYOR, HEM DE ÇOK DAHA GÜZEL OLARAK
Sonrasında neler mi oldu;
Olayın tüm kahramanları hala sağ.
Josef’in karısı Rosemarie, olay anlaşıldıktan 2 ay sonra 10 Haziran 2008’de ilk kez zindanı ziyaret etti.
Oradan kızının ve torunlarının giysi ve oyuncaklarını toparladı.
Elisabeth, bu işlerden haberi olduğuna inandığı annesi Rosemarie ile bir süre görüşmedi.
Çıktıktan 2 yıl sonra, 2010’da annesiyle görüşmeye başladı.
Zindandaki 3 çocuğu, üst katta zindandakilerden habersiz yaşamış diğer 3 çocuğu ile tanışıp kısa sürede kaynaştılar.
Bu sürece, Elisabeth’in diğer 5 kardeşi de dahil oldular.
Elisabeth, artık çocukları ile birlikte Perg bölgesinde yaşamını sürdürüyor.
Perg, kabusun yaşandığı Amstetten’e 35 kilometre uzaklıkta.
Onlara kısaca “Fritzl kurbanları” deniyor.
Avusturya hükümetinin koruması altındalar.
Elisabeth’in bugüne kadar tek bir söyleşisi bile yayımlanmadı.
Evinin çevresine yaklaşmak yasak.
Evin çevresinde dolaşanlar, basın mensupları, orada yaşayan insanlar ve polisler tarafından uyarılıp uzaklaştırılıyor.
Araba ile eve yaklaşan 50 € ceza ödemek zorunda kalıyor.
Zindan ve diğer evler bir yatırımcı tarafından 160.000 €’ya satın alındı, artık orada bir kaç yeni ev var.
Elisabeth, önceleri bir temizlik takıntısı geçirdi, günde 10 kez duş alıyordu.
Sonra, ehliyet aldı, neşesi yerinde, alışverişe kendisi gidip geliyor, hayatında sevdiği bir adam var.
Josef, hapishanenin psikopat mahkumlarının yer aldığı bir bölümde yaşıyor.
Diğer mahkumlar ona zarar vermesin diye 12 yıldır çok iyi korunuyor.
Hapishanede temizlik işleri yapıyor.
Josef şu sıralar 85 yaşında ve bunama belirtileri var.
Benzerine pek rastlanmayacak bu kabus, onlarca bilim insanı, sanatçı, sporcu yetiştirmiş olan Avusturya’da yaşandı.
Sapığın dini, kültürü, vatanı yok.
Bir daha yaşanmaması dileğiyle..

Tunç Müstecaplıoğlu
16.04.2020

  • © 2023 Tunç Müstecaplıoğlu