Mis gibi kahve kokusu eşliğinde sürpriz bir kahvaltıyla mı; yoksa sevdiğiniz bir melodinin fondaki tınısıyla yatağınıza getirilen gazetelerle mi?
Bana bu tür uyanmalar pek kısmet olmuyor. Ya kedimiz Şapşi, kendince
günaydın anlamına gelen hatırı sayılır bir ısırıkla ayağıma saldırıyor,
ya da, 7:45 gibi, yatak odamızın birkaç metre ötesindeki belediye
hoparlöründen şöyle bir ses yükseliyor:
“Yeniköy’ün Duraklar
mahallesinden, taksici Mehmet ve tornacı Ali’nin babaları Rüstem
Kopdagel vefat etmiştir. Cenaze filanca camiden kaldırılacaktır. Allah
rahmet eylesin..!”.
Ve bu üç dört kez tekrarlanıyor. İçim buruk,
tanımasam da bir sıkıntıyla uyanıyorum. Eski Türk geleneklerine göre,
evin arka bahçesindeki mezarlıkla aynı ortamda yaşamak gibi bir duygu
bu. Rüstem Bey’e rahmet eylensin, yakınlarının cenaze törenini
kaçırılmaması sağlansın. Ama ortak nüfusu 100 binleri aşmış köy irisi
ilçemizde bu, hele hele Pazar sabahları, akordu bozuk belediye
anonslarıyla yapılmasın.
Bu arada parke yolumuz tamamlandı. Çok
sıkıntı çektik, yolumuz uzadı; en kötüsü de, Önder’i bu trafik
karmaşasıyla kaybettik. Ama yol bitti. Artık o yol delik deşik
olmayacak. Çukurlarla boğuşmayacağız. Şimdilik, refüjlerde caddeye de
taşan, fil pislemiş gibi öbek öbek topraklar duruyor. Ancak, onlar da
kısa sürede yerleştirilecektir,eminim.
İçten davranışlarla büyük
bir çoğunluğun güvenini ve sempatisini kazanmış olan, sinemasever
Emniyet Müdürümüz Sayın Ayhan Pamuk bir söyleşimizde;
“Hep
olumsuzlukları gündeme getirerek, çalışma şevkimizi kırıyorsunuz” diye
sitem etmişti. Biz de kendisine, emniyetin hava gibi, ancak yokluğunda
farkedilebildiğini anlatmaya çalışmıştık. İlçemizde asayişin berkemal
olduğunu, ancak trafiğin aksadığını, endişeyle yaşadığımızı
belirtmiştik. 8 trafik polisine, kent sakinleri olarak nasıl destek
olabileceğimizi biz de düşünelim.
Sayın Hasan Sipahioğlu da
ofisinden çıkıp, çevreyi gezerek takdir topluyor. Alınan önlemlerin
uygulanmasıyla, özellikle çarşı içinin denetlenmesinin, o kadar da zor
olmadığı kanıtlanıyor.
Yollara taşan dükkancılar, yılışık
çığırtkanlar şimdilik tedirgin. Alanya dibe çöktükçe, mantık motorları
çalışmaya, adrenalin salgılamaya başladı.
Devamı gelir umarım.
Tunç Müstecaplıoğlu
30 / 05 / 1999