Dört günlüğüne Nepal’in başkenti Katmandu’ya gittik. Yetti mi Nepal’i tanımaya, tabi ki yetmedi, doyamadık.
Bir Avrupa ülkesine gittiğimde, fotoğrafını çekmeye değer bulduğum, beni şaşırtan kare sayısı artık bir kaç adet ile sınırlanırken, Nepal’de 400’e yakın fotoğraf çekip arşivledim.
Şimdi size Nepal notlarımı aktarmak istiyorum, bazıları rehber anlatılarından bazıları da kendi okuduklarımdan derlendi.
Nepal, yaklaşık olarak 29 milyon nüfusa sahip fakir bir ülke.
1.4 milyarlık Çin ve Çin’e yakın nüfusu olan Hindistan gibi iki dev ülke tarafından kuşatılan Nepal, hiçbir zaman sömürgeleşmemiş.
Çin İmparatorluğu ile Hindistan arasında bir tür tampon ülke görevini üstlenmiş.
Uzun yıllar monarşi ile yönetilmiş, 2008’de Kral görevinden uzaklaştırılmış ve böylece Demokrasi başlamış.
Dünyadaki en yüksek 10 dağın 8’i Nepal sınırları içinde, buna Everest de dahil.
Yaklaşık olarak 800 km boyunda ve 200 km eninde, 147.000 kilometre karelik bir ülke.
Türkiye, yaklaşık olarak 1.565 km boy x 520 km en ve 783.000 kilometre kare yüzölçümü ile Nepal’in 5.3 katı büyüklüğünde.
Kast sistemi Nepal’de de var.
Nüfusun % 17’sini oluşturan Chhetriler en yüksek kasttan sayılıyor.
% 81 Hindu, % 8 Budistler huzur içinde birlikte yaşıyorlar.
% 4’lük Müslümanlar, puttan saydıkları bunca heykel ve tapınağın arasında ne hissediyorlar, araştıramadım.
Nepal’de 5 mevsim var.
Bizde de olan klasik 4 mevsim, bir de bunlara ek olarak 15 Haziran-30 Ağustos tarihleri arasındaki çok yağışlı Muson Yağmurları mevsimi.
Nepal’in % 40’ı ormanlık.
Bu kadar orman, bir çok farklı türde kuşa da ev sahipliği yapıyor.
Bizde 500 kadar farklı kuş türü yaşarken, Nepal’de bu rakam 900.
Dünya rekoru ise 1.851 farklı kuş türü ile Kolombiya’da.
KAPLAN, FİL, GERGEDAN, MAYMUN, YOK YOK..
Dünyanın en ender görülen hayvanlarından güzeller güzeli Bengal kaplanının yanı sıra, gergedan, fil, timsah, kızıl panda, nehir yunuslarına da sahipler.
Ünlü Tibet sığırı Yak, Nepal’in Himalaya bölgesinde de yaşıyor.
Nepal, dünyanın en az gelişmiş ülkelerinden biri ve ithal ürünlere bağımlılığı var.
Petrol, inşaat malzemesi, teknolojik ürünler, metal ithal ediyorlar.
Pirinç, hint keneviri gibi bazı tarım ürünleri, kereste ve tekstil ürünleri ihraç ediyorlar.
Yılda ortalama olarak Hindistan’a yolladıkları 5-10.000 seks işçisi, haliyle ihracat rakamlarına dahil değil.
Savaş becerileri ve cesaretleri ile ünlü Gurka topluluğundan, her yıl yüzlerce asker İngiltere ve Hindistan ordusuna ihraç ediliyor.
Yılda ortalama 819 milyon Dolarlık ürün ihraç ediyorlar, ama ithalatları 10 milyar Dolar’ı buluyor.
Bizden ortalama olarak 4 yıl daha az yaşıyorlar.
Ölüm törenleri de bir hayli sıra dışı.
Bizdeki gibi toprağa gömüp başında dua etme yöntemi yok denecek kadar az.
Büyük bir çoğunluk ölülerini Hintlilerin Ganj Nehri kıyısında yaptığı gibi yakıyor.
Ölülerini önce güzelce çiçek ve kokularla süslüyorlar, sonra da ailenin büyük oğlu annesinin ya da babasının çevresinde ateşle bir kaç tur attıktan sonra onu ağzından başlayarak ateşe veriyor.
Diğer akrabaları da hemen arka sıralarda bu işlemi seyrediyorlar.
Vefat edenin kilosuna göre bu işlem 2-4 saat arası sürüyor.
Bu arada, tören bir tapınağın kıyısında yapılıyor, cenazenin biraz üst kısmında 25-30 kadar müzisyen fasıl havalı ilahiler okuyor, çeşitli enstrümanları çalıyor ve her yerden fışkıran yüzlerce maymun çevrede zıplıyor.
İnsan kendisini adeta bir film platosunda gibi hissediyor.
Bu tören, 1981 Haziran’ında İstanbul Paşakapısı Cezaevi avlusunda izlediğim idam törenlerinden sonra yaşadığım en sarsıcı deneyimdi.
Bunu yeterli derece tuhaf bulmadıysanız, size bir de Himalaya halkının ölüleri ile nasıl vedalaştıklarını anlatayım.
Onlar, akrabalarını dağın tepesine çıkarıp, akbabalara yem olarak bırakıyorlar.
Nüfusları, bizdeki artışlara oranla her yıl 2.5 kat daha hızlı artıyor.
Onlar da depremlerden muzdaripler.
En son 25 Nisan 2015’de 7.8’lik bir şiddetle 50 saniyede 9.000 kişi öldü, 22.000 insan yaralandı ve on binlerce Nepalli evsiz kaldı, tapınaklar büyük hasar aldı.
1 TL = 20 Nepal Rupisi değerinde.
Bir çok farklı Asya dili konuşuluyor bu ülkede, en çok konuşulan dil de, halkın % 45’inin konuştuğu Nepalce.
Yolları delik deşik, her yer motosikletlerle dolu, nasıl düşmeden, birbirlerine çarpmadan ilerliyorlar, kimse kimseye yan bakmadan aracını sürüyor, şaşkınlık verici.
Sürücülerin kask takmaları zorunlu, yoksa cezası 1.000 Rupi, yani 50 TL.
Dolayısı ile sürücülerin hepsi kasklı, arkada oturan eş, dost, çocuklarda kask yok, onlar bizdeki gibi etkisiz eleman.
Ülkede kayıtlı 900.000 kadar motosiklet var.
Bu dar ve bozuk yollarda trafikte; 3 milyon kadar da araba, kamyon, traktör, otobüs gibi araçlar da ilerlemeye çalışıyor.
Trafik kazalarına yılda 2.400 ölü veriyorlar, Türkiye’de bu rakam 3.200’lere kadar geriledi.
Bizim nüfusumuzun Nepal’e oranla neredeyse 3 kat fazla olduğunu düşünecek olursak, orada trafikte oluşan ölümlerin dehşetini daha iyi anlarız.
Bazı besin maddelerinin kilo fiyatları da şöyle;
Tavuk; 18 TL, Balık; 20 TL, Sığır eti; 46 TL, Devekuşu (besi çiftlikleri var) ve keçi eti; 50 TL.
Yemekleri diğer Asya mutfaklarına benziyor, acısı bol, mantıları (Momo deniyor adına), biraları nefis.
NASIL MI GEÇİNİYORLAR?
Öğretmen, polis, banka memuru, devlet memuru, asker, garson ayda ortalama olarak 1.100-1.400 TL arasında kazanıyor.
Doktor, mühendis, pilotlar ise 2.500-3.000 TL civarında.
Bakanlar 4.000 TL, Başbakan 5.000 TL, Cumhurbaşkanı ise 7.000 TL civarında kazanıyor.
Yan gelirlerinin tahmini, bizde de olduğu gibi neredeyse imkansız .
Turizmde henüz emekleme devresindeler.
Yılda bir milyondan bir miktar daha fazla ziyaretçileri var.
Bu rakamın çoğu, onlara mal ve hizmet satmaya gelen Hintli ve Çinli tüccarlara ait.
Gelen turistlerin % 15’i dini nedenlerle tapınak ziyaretlerine geliyor.
% 7’si, doğa yürüyüşleri ve dağlara tırmanma amacı ile geliyor.
2019’da 382 dağcı Everest’e tırmanmayı denemiş, 11’, ölmüş.
Onlara rehberlik eden Himalayalı Şerpalar dünyaca ünlüler.
Aralarında, 24 kez Everest’e çıkmayı başarmış olanları var.
Kalan % 78’lik turist grubu da, bizim gibi biraz ondan biraz da bundan görmeye gelenlerden oluşuyor.
Çocuk işçiler, çocuk askerler ve çocuk gelinler, kanayan yaralarından.
Kızların % 37’si 18 yaşını, % 10’u da henüz 15’ini doldurmadan toplum baskısı ile evlenip anne oluyorlar.
Bizde de durum pek iç açıcı değil.
2002-2014 yılları arasında Türkiye’de, 505.000 çocuk 16-17 yaşlarında evlendirilmişler.
Onlarda kadın cinayeti pek yok, efendi gibi ayrılıyorlar.
Bizde 2010’dan bu yana işlenen 2.600 kadın cinayeti rehberimizi çok şaşırttı.
Bir Türk erkeğinin, neredeyse her gün, kendisini sahibi olarak gördüğü kadınını öldürme güdüsünü anlayamadılar.
KAMASUTRA NEPAL’DE DE HİZMETİNİZDE
Hep tatsız konular anlatmayacağım tabi ki size.
Gelelim biraz da aşk-meşk işlerine.
Tapınaklar Şehri lakabı ile de tanınan Katmandu’nun bazı tapınaklarında, Nepal’in muhteşem tahta oymacılığı ile 600 yıl kadar önce sütunlara işlenmiş Kamasutra öğretileri var.
Zevk kitabı anlamına da gelen (kama/zevk, sutra/kitap) , sanskritçe olarak Hint bilge Mallanaga Vatsyayana tarfından yazılmış bu ünlü seks klasiği, günümüzden 1700 yıl kadar önce derlenmiş ve Tanrı Shiva ile karısı Parvati’nin cinsel birleşme ayrıntılarını betimlemiş.
Bu tahta oymaları yakından görünce, her yıl yeni bir telefon yazılımı üreten günümüz mucitlerinin, son 1700 yılda seks konusunda bir adım ileri gidemediğini de gözlemlemiş oldum.
Evlilik konusuna gelecek olursak;
Nepal’de 4 tür evlilik var.
1.Gençler arasında bugün bile en yaygın olan ve sonunun çiftler için iyi olacağına inanılan Görücü Usulü Evlilik.
Tıpkı bizdeki gibi, “evladım Pradip, bak komşumuzun güzel gözlü, tatlı sözlü kızı Limbu nasıl da tam sana göre..” şeklinde ilerleniyor.
2.Aşk Evliliği ise, “anne ben aynı işyerinde çalıştığım Kamal’e aşık oldum, Pradip salağı kendisine başkasını bulsun, ya izin verin bana güzelce, ya da Vishnu aşkına kaçar giderim onunla Pokhara’ya”.
3.Kaçırarak ya da kaçarak evlenme. Tıpkı bizim kırsal yerlerimizden bildiğimiz gibi
4.Ve en ilginç olanı da Polyandry (sakın Pollyanna ile falan karışmasın) yani Çok Kocalılık.
ÇOK KARILI YAŞAYANLARA ÖZENEN VAR MI HALA?
Yine Himalaya taraflarında uygulanan bu sisteme göre, 3 erkek kardeş aynı kadınla evleniyorlar.
Kardeşler vardiyalı olarak köyleri dışında çalışmaya gitikleri için, evde kalan kardeş kadının o dönemki eşi oluyormuş.
Adeta bir tür devre mülk sistemi..
Doğan çocuk da hepsine birden baba diyormuş.
Aynı anda hepsi evde olursa, evin yegane gözde kadını ile o gece kim kırıştırıyormuş gibi karmaşık sorular gelirse aklınıza boşverin, işin içinden çıkması bizim gibi klasik kafalılar için biraz zor.
Kıskançlık, kadın için kavga da hiç olmuyormuş Himalaya dağlarında.
Bunda da temel amaçlar; nüfus planlamasına katkı, dünyada bunca anasız, babasız büyüyen çocuk varken, 4 kişiye bir-iki çocuk niye yetmesin ki felsefesi, ya da zaten zar zor elde edilen arazilerin paylaşımı, ileride aile bireyleri arasında bir tatsızlık çıkarmasın gibi..
Para ve zamanını denkleştirebilenlere Katmandu’ya gitmelerini öneririm.
THY’nin doğrudan Istanbul-Katmandu seferleri var.
Yolculuk 7 saat kadar sürüyor.
Mevsimine göre bilet fiyatları 1.450 TL civarında, hem vize de 30 $’a Nepal’e girerken alınabiliyor.
Haydi, Katmandu yolcusu kalmasın..
Tunç Müstecaplıoğlu
13.12.2019