Föniks diye okunan ve bizde adına Anka denen bu mitolojik kuş ile başlayayım dedim yazıma.
Hani şu küllerinden dirilen..
25 yıl önce Antalya’da kurulan ATİK, yani Antalya Tenis İhtisas ve Spor Kulübü, 2008 yazına kadar benim için ara sıra o güzel bahçesinde tenis turnuvalarına katıldığım herhangi bir dernekti.
Sonra üyesi olmaya karar verdim.
Fikrim sorulunca birkaç öneride bulunayım dedim, kendimi bir anda bir gönüllü tugayının başında buldum.
Dokuz
coşkulu yönetim kurulu üyesi bizi yetkilerle donattılar, spor direktörü
eski ünlü tenisçimiz Turgay Soysal kulüp müdürü olarak benim yardımcım
oldu, Hüseyin Çelikkaya tenis kaptanı, Selda Öner sosyal komite, Cengiz
Berk spor komitesi, Gizem Çelikkaya dergi, basın ve web komitesi, Neşet
Uzunmustafaoğlu da teknik komite başkanlıklarını üstlendiler.
Zuhal Polat, kış takım liginin liderliğine soyundu.
Becerikli ekiplerini kurdular, hep birlikte çalışmaya başladık.
Aylık programlar planladık, üyelerimizin e-posta adreslerine ulaştık..
Sinema, konser, söyleşi, bale, tiyatro, dans, kahvaltı derken, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz.
Etkinliklere katkıda bulunan tüm üyelerin, evde ilgi bekleyen çocukları kulaklarımızı çınlatıp duruyorlar.
Kısa sürede çok neşeli bir kulüp olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Hepimiz bir arada olmanın, birlikte eğlenmenin tadını çıkarıyoruz.
Henüz ideal sayıya ulaşamadık.
Gel(e)meyenler şimdilik bizi sessizce uzaktan izliyorlar.
Amacımız maksimum katılımı sağlamak.
ATİK üyelerine her yerde kapılar ardına kadar açık.
Birlikteliğimizi gıptayla gözlemliyorlar.
Bize
özel sinema salonları ayrılıyor, tiyatro, opera, konser, bale gibi
toplu gösterilerde en güzel yerlerini üyelerimiz için rezerve ediyorlar.
Size
de sadece; sevdiğiniz bir etkinliğe katılmak için aynı tenis kortu ya
da restoran rezervasyonunda yaptığınız gibi idari çalışanlarımıza bir
telefonla katılacağınızı bildirmek kalıyor.
Yıllar önce, onca emekle
kurulan kulübümüz için geçen bu süre içerisinde bizim gibi birçok üye,
kıymetli zamanlarını üye oldukları kulüp için harcayarak gönüllü olarak
hizmetler ettiler.
Neredeyse tüm üyelerimizin, kulübün bu günlere gelmesinde; para vererek, fikir üreterek, ya da katılarak katkıları olmuştur.
Gönüllülük kavramı artık tüm dünyada yükselen bir değer.
Özellikle
de üst düzey pozisyonlar için işe alımlarda; bitirilen okul, bilinen
yabancı dil(ler), yaşanmış iş deneyimleri kadar, sosyal çevrenize,
hobilerinizin çeşitliliğine, üye olduğunuz derneklere, bu dernekler için
neler ürettiğinize de bakılıyor.
“Demokratik yaşam, en küçük birim olan ailede başlar” gibi bir özdeyiş vardır ya hani.
Kim bilir, belki bir sonraki birim de, üyesi olunan sportif ve sosyal derneklerdir.
Üyesi olduğumuz kulübümüz bizim ikinci evimizdir.
Onu geliştirmek için inandığımız projeleri önermeliyiz.
Görev verildiğinde de, bu projelerin hayata geçmesi için çabalamalıyız.
Buna
zamanımız yok ise, bunları yapacağına inandığımız ve göreve talip olan
gönüllü yöneticileri seçmeli, fikirlerimizle desteklemeli,
yönlendirmeliyiz.
Bunların hiçbirini yapamıyorsak eğer, kulübün en
önemli yaşam damarı olan aidatımızı zamanında ödeyerek çalışanların
önünü açmalıyız.
Kulüp yaşantısına uyabilecek arkadaşlarımızı kulübümüze üye yaparak ailemizi zenginleştirebiliriz.
Kulübümüz ailemizin bir bireyi gibidir.
Nasıl
ki, bir akrabamıza ne kadar kızarsak kızalım onu, tanımayan insanların
yanında gereksizce yermiyorsak, kulübümüzün eleştirilecek yönlerini de
sadece kendi aramızda konuşarak çözüm aramalıyız.
Bir zamanlar,
bugünün parasal değerlerine göre yaklaşık 10.000 Euro’ya üye olunan
ATİK’e bu günlerde ekonomik krizin de etkisi ile 2.000 Euro’ya bir ömür
boyu ailecek üye olunabiliyor.
İstanbul’da, kayıtlı 6.000 üyesi olmasına rağmen, hala 25.000 Euro vererek üye olabilmek için sıra beklenen kulüpler tanıdım.
Bu kadar az bir bedele, böyle değerleri içinde bulunduran bir başka kulübe üye olunabileceğine inanmıyorum.
ATİK, ikinci 25 yılında Türk spor kulüpleri arasında hak ettiği yeri alacak.
Bir milyondan fazla merkezi nüfusu sahip olan Antalya’nın bu değerli kulübü, yeniden fark edilecek.
Bu
kulübe üye olabilmenin ayrıcalığını zamanında anlayan eski ve yeni
üyeler, bu kulübün giriş bedelini kısa sürede eski fiyatlarına
çıkartacaklar.
Orta vadede de, İstanbul kulüplerinin üye sayısı ve giriş bedeli rakamlarına yaklaşacak.
Buna tüm kalbimle inanıyorum.
Sevgili Antalyalılar, sevgili ATİK üyeleri, Anka kuşu canlanmaya başladı bile.
Gelin, yol yakınken bu özel kuşun kanatlarına siz de tutunun.
Haydi, hep birlikte, eğlenceli, spor dolu bir geleceğe uçalım..
Tunç Müstecaplıoğlu
10.03.2009